Onuncu Hakikat'te, "Bâb-ı Hikmet, İnâyet, Rahmet, Adalettir. İsm-i Hakîm, Kerîm, Âdil, Rahîmin cilvesidir." deniyor; biraz açar mısınız? İkinci ve Üçüncü hakikatler da anlatılıyor. Neden burada hepsi beraber tekrar anlatılıyor?
Değerli Kardeşimiz;
İkinci Hakikat'te Kerem ve Rahmet anlatılmakta, sonrasında da İsm-i Kerim ve Rahim'e intikal edilmektedir. Kâinatta nihayetsiz bir kerem ve rahmet tecellisinin varlığı ortaya konmaktadır. Fakat böyle bir kerem ve rahmet; ikram ve merhamet etmek istediği gibi, bu iki şe'nin karşısında Allah'ın gayret ve izzetinin de olduğu özellikle vurgulanır. Elbette kerem ve rahmeti edepsizlikle karşılayanların, izzet ve gayret-i İlahiyenin tecellisi olan azap ve cezayla muhatap olacaklarının izahı yapılmaktadır. Yani kerem ve rahmet müstakil değil, karşısında izzet ve gayret vardır. Yani "güzelliği verdiği gibi azabı da verecektir" vurgusu yapılmaktadır.
Üçüncü Hakikat'te İsm-i Hakim ve Âdil'in tecellisi anlatılmakta, bu hikmet ve adalete karşı, küfür ve tuğyanla karşılık veren edepsizlerin de te'dip edileceğinin dersi işlenmektedir. Yani bu bahsin baştan sonuna kadar Hikmet ve Adaletin müstakil olarak hep müspet ve mükâfat anlamında değil, ayrıca hikmet ve adaletin menfi yani azaplandırma yönü de beraber işlenmektedir.
Onuncu Hakikat'te ise, hikmet, inayet, rahmet ve adaletin kâinatın her tarafında mükemmelen tecelli ettiğinden bahsedilmektedir. Elbette bu hikmetin hikmet olması ve abesiyete inkılap etmemesi için, ahiretin olması ve bu hikmetli tecellilerin daha mükemmelen devam etmesine bağlı olduğu vurgulanır. Aynı şekilde inayetin inayet olması, rahmetin rahmet olması, adaletin adalet olup zulme inkılap etmemesi için bu diyardan başka bir alemde tekrar tecelli etmesi gerekir.
Yani bu Onuncu Hakikat müspet tecellilerinin yanında, azap ve ceza konularını işlemez. Sadece bu tecelliler, şayet ahiret olmazsa zıtlarına inkılap edeceğinin vurgusunu işler. Evet, ahiret olmazsa hikmet abesiyete, inayet ve rahmet alaya, adalet ise zulme, yani zıtlarına inkılap edeceğinin izahı yapılıyor.
Sadece insanın adaletle aklına gelebilecek bir mukadder suale de haşiyede izahat veriliyor. Bu izah Üçüncü Hakikat'teki manaya zarar vermez. Çünkü asıl anlatılmak istenen adaletin azaplandırma hali değil, akla gelebilecek soruya saded harici cevap vermektir.
Onuncu Hakikat’te her şeyi kuşatan bir hikmet, inayet, rahmet ve adaletin Hakîm, Kerîm, Âdil ve Rahîm isimlerinin ahirete olan işaretleri izah ediliyor.
Hakîm: Hikmetle tasarruf eden, bütün iş ve emirleri hikmetli ve yanlışsız olan demektir. Allah, bu isminin muktezası olarak, bütün kâinatı ve mahlukatı hikmetli ve faydalı olarak yaratmıştır. Bir ağaca dalları ve çiçekleri adedince menfaat ve faydalar takmıştır. Bir azaya yüzlerce vazife ve hikmetler takarak “Hakîm” isminin manasını ve tecellisini şuur sahiplerine izhar ve ilan etmiştir.
Sonsuz hikmeti, eserleri ile sabit olan Allah’ın, ahireti getirmemesi, insanları yokluk ve hiçlik kuyusuna atması Hakîm ismi ile bağdaşmaz. Yani “Hakîm” ismi ve hikmet manası ahiretin varlığını iktiza edip istiyor. Ahiret olmazsa her şey hikmetsiz olur. Allah ise hikmetsiz iş yapmaktan mukaddes ve münezzehtir.
Dünya, ahiretin bir vitrini ve numunesidir. Allah’ın isim ve sıfatlarına işaret ediyor, ama tam mazhar olamıyor. Hâlbuki bütün isim ve sıfatlar sonsuz olarak tecelli etmek ister ki, bu da ancak ebedî olan ahirette tahakkuk edecektir. Mesela, insanın kalbine beka duygusunu verip, bu duyguyu tatmin edecek olan sonsuz bir âlemi icad etmemek, Allah’ın sonsuz hikmeti ile bağdaşmaz. Öyle ise Hakîm ismi ahiretin varlığını iktiza ediyor.
Gözü verip, gözün göreceği manzaraları yaratmamak nasıl hikmetsizlik ise, gözün yok olmaya ve hiçliğe mahkûm olması da aynı derecede hikmetsizlik olur. Hikmete uygun olan ise, gözün cennette ebedî manzaraları, ebedî olarak seyretmesidir.
Allah’ın “Adl” ismi de kâinattaki sonsuz tecellilerle hem Allah’ın varlığını hem de ahiretin varlığını ispat eder. Zira bu dünyada mazlum hakkını almadan, zalim de cezasını çekmeden ölüp gidiyorlar. Hâlbuki sonsuz adalet bu haksızlığa müsaade etmez. Demek ki bunların hesabının görüleceği başka bir diyar vardır. Yani Allah’ın sonsuz adaleti ahiretsiz olmaz. Demek Adl ismi varsa, ahiret de var demektir.
Bu şekilde, her bir isim ve sıfat ahiretin varlığını iktiza ediyor. Aynı bakış açılarını rahmet ve inayete de tatbik edebiliriz.
Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü