Onuncu Hakikat
İçerikler
-
Onuncu Hakikat'ta: "Bâb-ı Hikmet, İnâyet, Rahmet, Adalettir. İsm-i Hakîm, Kerîm, Âdil, Rahîmin cilvesidir." deniyor; biraz açar mısınız? İkinci ve Üçüncü hakikatlarda anlatılıyor. Neden burada hepsi beraber tekrar anlatılıyor?
-
"Mâlikü'l-Mülk-i Zülcelal'in daire-i memleketinde ve âlem-i mülk ve melekûtunda daimî meskenler, ebedî sâkinler, bâki makamlar, mukim mahluklar bulunmayıp..." cümlesinde, âlem-i mülk ve melekutun, ahiretle ve ebedî hayatla ilgisini açar mısınız?
-
"O Zât-ı Hakîm, insanı, bütün mahlûkat içinde kendine küllî muhatap ve cami bir ayine yapıp..." diye başlayan ifadede kastedilen bütün insanlar mıdır? Yoksa bir grup veya hususî bir zât mı nazara veriliyor?
-
"Bir hardal kadar ehemmiyeti olmayan dünyevi bekasını gaye yapsın ve bunları âlem-i manaya çekirdekler ve âlem-i âhirete mezra yapmasın..." İzah eder misiniz?
-
"İnsanın başına ve içindeki havassına saçları adedince vazifeler yükletsin…” cümlesinde, başa yüklenen vazifeler ile içindeki havassa yüklenen vazifeler neler olabilir? Misaller verebilir misiniz?
-
"Evet, her kim fikren tarihe binip mazi cihetine gitse, şu zaman-ı hazırda gördüğümüz menzil-i dünya, meydan-ı iptilâ, meşher-i eşya gibi, seneler adedince vefat etmiş menziller, meydanlar, meşherler, âlemler görecek..." Devamıyla izah eder misiniz?
-
Rahmet, inayet, adalet, hikmet, iktisat ve nezafetin ahirete nasıl işaret ettiklerini, somut örneklerle ayrıntılı anlatır mısınız?
-
"Ziya, hava, su ve toprak gibi, kuvvetli ve şümullü dört anasır-ı esasiye olan; hikmet, adalet, inayet ve merhametin hakikatleri" ifadesinde o maddî unsurlarla, bu manevî unsurlar arasında bir münasebet olabilir mi?
-
"Şu nefsimizde ve ekser eşyada her vakit müşahede ettiğimiz inayet..." Buradaki "inayet" ne olabilir?
-
"Evet, adalet iki şıktır. Biri müsbet, diğeri menfîdir. Müsbet ise, hak sahibine hakkını vermektir. Şu kısım adalet, bu dünyada bedahet derecesinde ihatası vardır." Bu dünyadaki hak sahipleri kimlerdir, izah eder misiniz?
-
Allah'ın Mukaddir isminin Adil ismiyle ve bu isimlerin matematik ve geometri ile olan alakasını açıklar mısınız?
-
Adaletin menfi olan kısmına verilen misallerde; “Ad ve Semud kavminden tut, şu zamanın mütemerrid kavimlerine kadar gelen sille-i tedip ve taziyane-i tazib" ibaresi geçiyor. Bu tokatların İlâhî bir ceza olduğu insanlarca neden idrak edilemiyor?
-
"İnsan istidadı nisbetinde burada ekiyor ve ekiliyor, ahirette mahsul alıyor.” cümlesini izah eder misiniz?
-
"Ehl-i tabiat, ehl-i dalalet, ehl-i felsefenin çiçek, çekirdek ve meyvelerdeki kader ve kudretin yazdığı ince hattı okuyamadıkları..." Halbuki fen bilimcileri, bütün bunları kromozomlara kadar inceleyip, tetkik edip, klonlama dahi yapıyorlar. İzah?
-
"O harika-i san’at ve manzume-i rahmet olan her bir meyvenin, bir ağacın meyveleri kadar hikmetleri var. Bizlere rızık olması ise, o binler hikmetlerinden bir tek hikmettir ki, vazifesi biter, manasını ifade eder, vefat eder, midemizde defnedilir." İzahı?
-
Onuncu Hakikat'in sonunda, “mecma-i ekberde muhasebenin görünmesi ve meşher-i azamda gösterilmesi” tabirleri kullanılıyor. Bu ifadeleri nasıl anlamalıyız?
-
"Ecel ve kabir insanı beklediği gibi, Cennet ve Cehennem de insanı bekliyor ve gözlüyor." İzah eder misiniz?