"Risale-i Nur’un müstesna bir hassası ism-i Hakem ve Hakîmin mazharı olup,.. Hikmet-i kudsiyeyi ve hikemiyat-ı Kur’âniyeyi ders veriyor." İzah eder misiniz?
Değerli Kardeşimiz;
"Birisi şudur ki: Risalei'n-Nurun müstesna bir hassası ism-i Hakem ve Hakîmin mazharı olup bütün safahatında, mebahisinde nizam ve intizam-ı kâinatın aynasında ism-i Hakem ve Hakîmin cilveleri olan hikmet-i kudsiyeyi ve hikemiyat-ı Kur'âniyeyi ders veriyor. Mevzuu ve neticesi hikmet-i Kur'âniyedir."(1)
Hikmet: Kelime olarak insanın, mevcudatın hakikatlerini bilip hayırlı işleri yapmak sıfatına denir. Her şeye bir gaye ve maksat yerleştirmek, her şeyi manalı kılmak, eşyaya güzel ve hayırlı neticeler takmak tamamı ile hikmet olan şeylerdir.
Mesela, gözün hikmeti görmektir, gayesi ise görülen şeyler üstünde tecelli eden Allah’ın isimlerini tefekkür etmek ve O’na kullukta bulunmaktır.
Buradaki hikmet-i kudsiye, kâinatta Allah’ı tanıtmaya matuf olan bütün intizam ve faydalardır ki, biz bu kâinattaki yüksek hikmetleri yine Kur’an’ın hikmetli ve yüksek belagati ve ifadesi ile görebiliyoruz. Yani kâinat Allah’ı anlatan bir kitap, Kur’an bu kitabın kıraatı, Risale-i Nurlar ise, bu kıraatın müfessiri ve mütefekkiridir. Şayet Kur’an bu kâinatı bize okutmasa idi, Risale-i Nurlar ve benzeri tefsirler de bize o okumayı açmasa idi, biz kendi aklımız ve fikrimizle o yüksek ve kudsi hikmetleri göremez ve bilemezdik.
(1) bk. Şualar, Birinci Şua.
Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü