Risalelerde geçen Kaf Dağı hakkında bilgi verir misiniz?

Cevap

Değerli Kardeşimiz;

Kaf Dağı, herhangi bir ayette, ya da bilinen hadis-i şeriflerde geçmemektedir. Fakat "Kaf Suresi"nin başında bulunan "Kaf" harfinin, bu muhayyel dağ olduğu rivayet edilmektedir. Bu gibi harflerin (huruf-u mukattaa) manasını yalnızca Allah'ın bilebileceğini ifade eden Ehl-i sünnet alimleri, harflerin Cenab-ı Hak ile Peygamber arasındaki şifreler olduğu şeklindeki yorumu da göz önünde tutmuşlardır. Fahreddin Razi bu harflerle ilgili olarak şöyle demiştir: "...Göz, güneş ışığına tahammül edemediği gibi, akıl da bu sırlara tahammül edemez."

Bediüzzaman'ın, Kaf Dağı meselesine, "Bir şeyin mahiyetinin keyfiyetini bilmek başkadır, o şeyin vücudunu tasdik etmek başkadır." diyerek girmesi, bu konudaki rivayetlere temkinli yaklaştığını göstermektedir. Nitekim Bediüzzaman, Kaf Dağı ile ilgili görüşünü şu cümleyle özetlemektedir:

"Kaf'ın vücuduna cezmederim, keyfiyyetini havale ederim."

Bu özet cümleden Bediüzzaman'ın da Kaf Dağı'nın var olabileceğini kabul ettiğini anlayabilmekteyiz. Mahiyetini ise Bediüzzaman, Muhakemat'ta şu şekilde açıklamaktadır:

• Çamuların annesi, Himalaya silsilesidir.

• Ahirette olması muhtemel Kaf Dağı'nın yalnızca çekirdeği bu alemdedir.

• Kaf Dağı'nın şeffaf olması da caizdir ve bu şekilde semaya temas edebilir.

Bizzat ufuk, Kaf Dağı olabilir. Zira ufuk, nereye bakılsa yeryüzüne bitişik olarak görünür. (1)

Bediüzzaman'ın bu açıklamalarından, Kaf Dağı'nın bir gerçek olarak bu kâinatta olduğunu çıkarabiliriz. Ancak, bu mesele bir iman meselesi değildir. Kur'ân ve hadislerde de geçmemektedir. Ama İslâmî düşünce içerisinde barınan bir muhayyiledir. Bediüzzaman'ın bu konudaki açıklamalarını da halkın inandığı "İsrâiliyat"lara atfen anlayabiliriz.

Hayatı boyunca Bediüzzaman, İslam'a sonradan sokulmak istenen düşüncelerin, bid'atların karşısında olmuştur. Çünkü bu gibi düşünceler, nesillerin değişmesiyle dinin bir parçasıymış gibi algılanabilmektedir. Nitekim Kaf Dağı ile ilgili bir inanışın sıra dışılığına dikkat çekmek istiyoruz:

"Kaf, yerküreyi kuşatmış olan yeşil zebercedden bir dağdır ve semanın etrafı onun üzerindedir; kökleri, dünyanın üzerinde durduğu 'kaya'ya ulaşır ve zelzelenin kaynağı bu dağdır."(2)

Bu, inanışın dinin bir parçası olarak kabul edilebileceği gerçeğini ve Bediüzzaman'ın da böylesi meseleler üzerinde temkinli fikir beyan etmesini gayet güzel açıklıyor.

Dipnotlar:

(1) bk. Muhakemat, Birinci Makale (Unsuru'l-Hakikat), On İkinci Mukaddime.
(2) bk. Tefsirde İsrailiyyat, Doç. Dr. Abdullah Aydemir, Ankara 1979, s. 312.

İlgili ders videosu için tıklayınız:
- Prof. Dr. Şadi Eren, Muhakemat Dersleri (18. Bölüm).

Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü

Okunma sayısı : 26.127
Sayfayı Word veya Pdf indir
Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Yükleniyor...