"Şu insan-ı kebir denilen kâinat da bütün âzâsıyla, cevahiriyle, hüceyratıyla, zerratıyla, evsafıyla, ahvaliyle delâlet eder." Ne demektir?
Değerli Kardeşimiz;
"Öyle bir Allah ki, vücub-u vücud ve vahdetine, şu kitab-ı kebir denilen âlem, bütün yazıları ve fasıllarıyla, sayfalarıyla, satırlarıyla, cümleleriyle, harfleriyle şehadet ettiği gibi; şu insan-ı kebir denilen kâinat da bütün âzâsıyla, cevahiriyle, hüceyratıyla, zerratıyla, evsafıyla, ahvaliyle delâlet eder."(1)
Burada kainatı bir kitap ve insan olarak değerlendirilmiştir. Kitap olarak düşünüldüğünde kitabın özelliğine göre şehadetler sıralanırken, insan olarak bakıldığında da insanın özelliğine göre ona göre deliller ortaya konmuştur. Kâinatın âzası, cevheri, hücresi ve zerratı içinde bulunan sayısız eşyaya kinayedir. Mesela atomlar zerratıdır, atomlardan mürekkep olan molekül ve elementler hücresidir; hava, su, toprak ve ateş gibi küllî unsurlar ise cevherleridir. İçindeki sayısız galaksi ve yıldızlar ise âzaları mesabesindedir... Kâinatta âdeta bir insanın bedeni gibi mükemmel bir nizam ve ahenk hükmediyor.
Bu ifadede, Allah’ın varlığının ve birliğinin, hem kâinatın bütünüyle hem de kâinatın içindeki her bir detayla ispat edildiği anlatılmaktadır. Bediüzzaman hazretleri'nin ifade ettiği gibi, kâinat ve onun her bir parçası Allah’ın varlığına ve birliğine işaret eden birer delil hükmündedir. Bu ifadeyi daha iyi anlamak için cümlede geçen kavramları ve anlamları inceleyelim:
1. Allah’ın Vücub-u Vücudu
- Allah’ın vücubu, yani varlığının zorunluluğu, şu anki kâinatın varlığını açıklayan temel hakikattir.
- Kâinatta müşahede edilen düzen, hikmet, güzellik ve uyum, mutlaka bir yaratıcının varlığını gerektirir. Bu yaratıcı, her şeyin başlangıcı ve varlık sebebidir. O’nun varlığı olmazsa, hiçbir şey var olamaz.
2. Allah’ın Vahdeti (Birliği)
- Allah’ın birliği, kâinattaki düzenin, parçalar arasındaki uyumun ve sistemin tek bir yaratıcının eseri olduğunu ifade eder.
- Kâinatta gözlemlenen birbiriyle uyumlu sistemler ve ortak işleyiş, farklı ilahların değil, tek bir yaratıcının tasarrufu altında olduğunu gösterir.
3. Kitab-ı Kebir Olarak Kâinat
Kâinat, Allah’ın kudretini ve hikmetini gösteren bir kitap olarak tasvir edilir:
- Yazılar: Kâinatın detaylarındaki anlamları temsil eder. Örneğin, atomların düzeni, yıldızların hareketi birer yazıdır.
- Fasıllar: Mevsimler gibi kâinatın dönemlere göre meydana gelen hareketleri ifade eder.
- Sayfalar: Dağlar, denizler, ormanlar gibi kâinatın büyük parçalarını ifade eder.
- Satırlar: Alemdeki düzenli süreçlerdir; bir nehirin akışı, bir çiçeğin açışı bir satır gibidir.
- Harfler: Maddenin en küçük yapıtaşı olan atom ve hücrelerdir.
Bu benzetme, kâinatın her bir detayının Allah’ın isim ve sıfatlarını gösteren bir işaret olduğunu ifade eder. Tabi bu benzetme ve tarifler farklı şekillerde de ifade edilebilir.
4. İnsan-ı Kebir Olarak Kâinat
Kâinat, aynı zamanda bir "büyük insan" olarak düşünülür:
- Âzâ (Organlar): Kâinatın bir bütün olarak çalışan parçalarıdır; mesela güneş sistemi içindeki gezegenler birer organ gibidir.
- Cevahir (Değerli Yapılar): Kâinatın içindeki enerji, madde veya diğer yapı taşları olabilir.
- Hüceyrat (Hücreler): Kâinatın en küçük canlı yapı taşlarını ifade eder.
- Zerreler (Atomlar): Maddenin temel yapı taşlarıdır ve Allah’ın varlığını en küçük boyutta dahi ispat eder. Atom ve atom altı parçacıkları gibi....
- Evsaf (Sıfatlar): Kâinatın ve içindeki varlıkların özellikleridir; büyüklüğü, genişliği, düzeni gibi niteliklerdir.
- Ahval (Haller): Kâinatta görünen değişim ve hareketlerdir; gece ve gündüz, mevsimlerin değişimi gibi.
5. Şehadet:
- Kâinat, bir bütün olarak ve her bir parçasıyla Allah’ın varlığını ve birliğini açıkça gösterir.
- Tıpkı bir kitabın harfleri, cümleleri ve sayfalarının yazarını gösterdiği gibi, kâinatın her bir parçası da Allah’ın eseridir ve O’na işaret eder.
6. Tefekkür Perspektifi
Bu ifadelerden çıkan mesaj, insanın kâinata tefekkür nazarıyla bakması gerektiğidir:
- İnsan, kâinatı bir kitap gibi okuyarak Allah’ın varlık ve birliğini anlamaya çalışmalıdır.
- Kâinatın büyüklüğü ve detayları, Allah’ın kudret, ilim ve hikmetinin büyüklüğünü gösterir.
7. Özet
Bu cümle, kâinatı bir kitap ve insan gibi bir model olarak ele alarak, Allah’ın varlık ve birliğine dair açık bir delil sunar:
- Kâinatın bütünü ve her bir detayı, bir kitap ve insan gibi Allah’ın yaratıcılığını ve birliğini anlatan birer ayettir.
- İnsan, bu ayetlere bakarak ve tefekkür ederek Allah’a imanını kuvvetlendirmelidir.
Bu bakış açısı, insanın kâinatın her bir parçasında Allah’ın varlığını ve birliğini görmesini sağlayan derin bir iman perspektifidir.
(1) bk. Mesnevî-i Nuriye, Katre.
Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü