Yirmi Dokuzuncu Söz, İkinci Maksat, Mukaddime'deki temsili izah eder misiniz?
Değerli Kardeşimiz;
Mukaddemede bir temsil ile ortaya konulan altı mesele şunlardır:
1. Bu kâinat şehrinin tahrib ve tamiri için muktazi var.
2. Fâili ve ustası muktedir.
3. Tahribi mümkündür.
4. Bu tahrip vaki’ olacak.
5. Tamiri mümkündür.
6. Bu tamir vaki’ olacaktır.
Bu altı meselenin izahı bu risalenin tamamıdır. O geniş izahlarla iktifa ederek kısaca şunları ifade edelim:
Birinci madde: Bu kâinat şehrinin tahrib ve tamiri için muktazi var.
Bu kâinattaki hareketler, değişmeler, canlıların bir süre yaşayıp ölmeleri, yerlerine başka canlıların gelmeleri konusunda Üstad hazretlerinin şu harika ifadeleri büyük bir kapı açıyor:
" … Başka bir âlemin mahsulâtının tezgâhı hükmünde çarkları dönüyor."(1)
Bu dünya hayatının mahsulleri bir başka âleme gönderilmezse, o zaman bu kâinat kendi mahsullerini yine kendi içinde tüketen hikmetsiz bir fabrika gibi olur. Buna akıl ve hikmet müsaade etmediğine göre, bu mahsullerden, özellikle de insanlardan Allah’ın emirlerine göre hareket edenlerin mükâfat göreceği ve isyan edenlerin de cezalarını çekeceği bir başka âlem olacaktır. O âlemin gelmesi için bu âlemin tahrip edilmesi gerekmektedir. Akıl ve kalbler ancak böylece tatmin olabilirler.
Bu birinci şık ispat edildikten sonra diğer beş şık bunu takip eder.
Bu âlemi sonsuz kudretiyle yaratan Cenab-ı Hak, elbette onu yıkmaya da kadirdir.
Bu âlemin yıkılmasının mümkün olduğu, onun meyvelerinde açıkça görülmektedir. Bu İkinci Maksad’ın Dördüncü Esas’ında beyan edildiği gibi; büyüme kanununa tâbi olan bütün varlıklar önce kemale ererler, fıtrî ömürlerini tamamlamak üzere faaliyetlerini bir süre sürdürürler, sonra zevale meyleder ve ölürler.
İnsanın nutfede başlayan yolculuğunun kabirle son bulması gibi, bu âlemin de bir ilk noktadan başlayan yolculuğu insanın yaratılmasıyla kemale ermiş oluyor. Bu kemalden sonra zevale meyletme başlamıştır. Kıyametin kopmasıyla dünya hayatı da son bulacaktır.
Bu mümkünün vaki olmasına ve son iki safhanın da tahakkuk etmesine, yani yıkılan bu âlemin yerine ebedî bir âlemin yaratılmasına hiçbir mâni yoktur. Kudret sonsuzdur; hikmet, adalet, rahmet de bunu iktiza etmektedir. Böyle bir âlemin yaratılacağı bütün semavî kitaplarda haber verilmiş ve bütün peygamberlerce müjdelenmiştir.
"Evet, şu gecenin sabahı ve şu kışın baharı ne kadar makul ve l"zım ve kati ise, haşrin sabahı da berzahın baharı da o kat'iyettedir."(2)
Dipnotlar.
1) Sözler, Yirmi Dokuzuncu Söz.
Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü