Bediüzzaman Hazretlerinin kalp gözünü ağlatan esas husus ve muhteva nedir? Hz. İbrahim’in ifade ettiği hakikatle, Üstad’ımızın nazara verdiği hususun münasebeti ne olabilir?
Değerli Kardeşimiz;
Hz. İbrahim’in (as.) "Batanları sevmem." buyurması ile Üstad Hazretlerinin o geniş hayalinde ve o engin şefkatinde farklı manalar canlanmış; bu cümle ona maziye göçmüş bütün enbiyayı, evliyayı ve bütün dostlarını, akrabalarını hatırlatmıştır.
Kavak ağacının dökülen yapraklarından, güz mevsiminde ölecek bütün böceklere üzülmeye kadar uzanan; öte yandan Eskişehir hapishanesinde iken karşıdaki lise mektebinin bahçesinde gülerek rakseden talebelerin elli sene sonraki hallerini manen müşahede edip, onların acınacak hallerine ağlayan bir harika şefkat sahibinin ruhunda, İbrahim (as)'ın bu cümlesiyle ne gibi levhalar canlandığını tahmin etmek çok güçtür. Ancak, Dördüncü Şua’dan aşağıda nakledeceğimiz iki paragraf bu hususta bize bir pencere açabilir.
"...Çünkü hayatımı ve bekamı maaliftihar onların tehlikelerden kurtulmaları için feda etmeyi fıtrî arzu ettiğim, başta pederlerim ve validelerim ve bütün neslî ve nesebî ve mânevî akrabalarım, Bâkî-i Hakikînin bekası ve varlığıyla mahvdan ve ademden ve idam-ı ebedîden ve hadsiz elemlerden kurtulup o hadsiz rahmetine mazhariyetlerini şuur-u imanî ile hissettim. Ve medar-ı gam ve elem olan cüz’î ve tesirsiz şefkatime bedel, nihâyetsiz bir rahmet, onlara nezaret ve himâyet ettiğini duydum, hissettim. Bir valide veledinin lezzetiyle, zevkiyle, rahatıyla zevklenmesi gibi, ben de o bütün şefkat ettiğim zatların, o rahmetin himâyeti altındaki necatlarıyla ve istirahatleriyle zevklendim ve ferahlandım ve çok derin şükrettim."(1)
"Şu hâlde Bâki-i Zülkemâlin bekası ve varlığıyla, başta Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm ve âl ve ashabı olarak, umum sâdâtım ve ahbabım olan enbiya ve evliya ve asfiya ve bütün sair hadsiz dostlarım idam-ı ebedîden kurtulduğunu ve bir saadet-i sermediyeye mazhariyetlerini o şuur-u imanî ile hissettim. Ve münasebet, alâka, uhuvvet, dostluk sırrıyla saadetleri bana in’ikâs edip saadetlendirdiğini zevk ettim."(2)
Üstad Hazretleri o engin şefkatinin açtığı hüzünlere iman ve Kur’ân'dan gelen cevapları ve tesellileri sıralamakla, bizlere de benzeri haller için büyük bir teselli dersi vermiş oluyor.
Dipnotlar:
1) bk. Şualar, Dördüncü Şua.
2) bk. age.
Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü
Yorumlar
Günümüzde Bediüzzaman Hz. gibi böyle bir durumda insanlara ağladığımızdan bahsetsek, aşırı duygusal, hassas, sorunlu olarak algılarlar.
Ki Üstad kitabında yazmış, bahsetmiş sayılır.
Böyle bir şefkat ile biz günümüzde ağlayarak mukabil edemiyoruz, ya ayarlarımız bozuk, ya da TAM istikamet üzere değiliz. Ama bu davranış günümüzde normal değil zannımca.
Ne dersiniz?