"Bir nimetin umumî ve herkese şâmil olması, kıymetinin azlığına ve ehemmiyetsizliğine delâlet etmez. Ve o nimetin bir kasd ve iradeden gelmemesine emare olamaz..." Devamıyla izah eder misiniz?

Cevap

Değerli Kardeşimiz;

"İ’lem Eyyühe’l-Azîz! Bir nimetin umumî ve herkese şâmil olması, kıymetinin azlığına ve ehemmiyetsizliğine delâlet etmez. Ve o nimetin bir kasd ve iradeden gelmemesine emare olamaz. Meselâ: Göz nimetinin bütün hayvanlarda bulunması, senin göze olan şiddet-i ihtiyacını tahfîf etmediği gibi, gözün kıymetini tenkis etmeye de sebep olamaz. Ve kezâ, hususî ve tek bir nimetin tesâdüfü mümkün olsa bile, umumî bir nimet behemehâl bir mün'imin eser-i kasd ve iradesidir."(1)

İyiliklere, nimetlere, ihsanlara teşekkürle karşılık vermek insanın yaratılışında vardır. Bu yaratılışı sebebiyle insan kendisine başka insanların yaptığı ihsanlara teşekkür etmeyi hiç ihmal etmez. Ama ilâhî nimetlere şükretme konusunda nefis devreye girer ve aynı hassasiyeti göstermez, çoğu zaman şükrü âdeta unutarak yaşar.

Bu ilâhî rahmet ve inayet sadece o kişinin kendisine değil de bütün insanlara yapılmışsa, bu defa nefisle birlikte ülfet hastalığı da devreye girer ve o nimetin kıymetini o insanın nazarından gizler. Bu derste böyle bir hataya düşmememiz için kuvvetli bir ikaz var. Sayılamayacak kadar çok umumî nimetlerden misal olarak göz nimeti nazara veriliyor. Gözün herkeste olmasının bizim göze olan ihtiyacımızı azaltmadığı gibi, gözün kıymetini de düşürmeyeceği hatırlatılıyor.

Bu çarpıcı misali bütün umumî nimetlere tatbik edebiliriz.

Her gün belli vakitlerde yemeğimizi yeriz ve bu ihsana karşı Rabbimize şükrederiz. Ama yemekten çok daha fazla muhtaç olduğumuz hava nimetine şükretmek pek aklımızdan geçmez. Zira bu büyük nimet umumîdir, bütün canlılar da bizimle birlikte her an ondan istifade ederler. İşte bu nimetin umumi oluşu sanki o çok büyük nimeti nazarımızda küçültür, şükretmeyi ihmal ederiz.

Bir memur, bulunduğu dairede müdür yardımcısı olsa, çok sevinir, bu ihsana karşı şükürle mukabele eder. Hâlbuki bütün insanlar arza halife olarak yaratılmışlardır. Bütün kâinat onların bir misafirhanesidir, hayvanlar ve bitkiler onlara hizmet ederler. Bu üstün şeref, bu büyük ihsan bütün insanlara yapıldığı için arza halife olmamıza da yeterince şükredemez oluruz.

Dersin sonunda verilen çok mühim bir mesaj da hususî nimetlerin tesadüfe verilmesi mümkün görülse bile umumî nimetler için böyle bir şey düşünülemeyeceğidir. Bu umumî nimetler ancak Allah’ın kasd ve iradesiyle bize ulaşmaktadır.

Bu çok ehemmiyetli meseleyi de yine bu derste verilen göz misali üzerinde değerlendirelim: Hiçbir canlıda göz olmasa, sadece bir tek insanda bulunsa, bunun tesadüfî olduğuna belki ihtimal verenler çıkabilir. Ama tesadüfen benim gözüm var, iki tane ve ikisi de yüzümde. Yine tesadüfen her insanın, hatta her kuşun, her balığın, her ceylanın gözleri de iki tane ve yüzlerinde denilemez. Göz nimetinin herkese ihsan edilmesi tesadüfle değil, ancak Allah’ın iradesiyle izah edilebilir.

İnsan sokakta yürürken on yıldan beri görmediği bir dostuna tesadüf edebilir. Ama aynı insan, her gün birlikte mesai yaptığı arkadaşı için, “İş yerinde tesadüfen görüştük” diyemez.

(1) bk. Mesnevi-i Nuriye, Zeylü'l-Hubab.

Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?

BENZER SORULAR

Yükleniyor...