"Fıtrat-ı zîşuur olan vicdandaki incizap ve cezbe, bir hakikat-i cazibedarın cezbesiyledir." cümlesini açar mısınız?

Cevap

Değerli Kardeşimiz;

"14. Fıtrat-ı zîşuur olan vicdandaki incizab ve cezbe, bir hakikat-ı câzibedarın cezbesiyledir."(1)

İncizab; cezbedilmek, çekilmek demektir. İnsanın vicdanında cezbedilmeye müsait haller ve latifeler vardır. Bu haller birer pencere, birer menfez mesabesindedirler.

Cezbe; kendinden geçme, manevî zevk ve istiğrak halidir. Bu hale giren kişi bu halde coşar ve taşar hatta taşkınlık da yapabilir. Bu yüzden bazı evliyalar mazur görülmüştür.

İnsanı cezbeye getiren, Allah’ın ebedî olan cemal ve kemalidir. Allah, insan vicdanına bir incizab kuvveti koymuştur. Radyonun alıcısı, verici dalgayı hissettiği zaman, bilgi ve malumat aktarır, biz de o verici istasyonunu dinleriz. Aynı şekilde insanın vicdanındaki cazibe ve incizab da cazibedar bir hakikati, yani Allah’ın sonsuz isim ve sıfatlarının cezbesini kalbe aktarır. Buna da muhabbet deniliyor.

Allah’ın ebedî cemal ve kemalinin tecellilerinin cazibesine karşılık verecek inzicab insanın fıtratına ve vicdanına dercedilmiştir. Cazibe ile incizab arasında sürekli bir alışveriş vardır. Bu hal aynı zamanda Allah’ın varlığına ve birliğine de delildir.

Mesela bir çiçeğin sevimli ve güleç yüzüne tecelli eden cemal ve kemal tecellileri görüp, o güzelliklerin asıl menbaı olan Allah’a intikal etmektir.

“Vicdan, fıtrat-ı zîşuurdur.”(Mesnevi-i Nuriye)

Vicdan, akıl gibi şuurlu bir duygudur. Çoğu zaman akıl yanılır, ama vicdan kolay kolay yanılmaz, şaşırmaz. Bazen aklımız bir işi yapmayı münasip görürken, vicdan münasip görmeyip itiraz ile sızlar. Bu da vicdanın şuur sahibi olduğunu gösterir.

Fıtrat ifadesi yaratılışa, şuur ifadesi de doğruların Allah tarafından insana ilham edilmesine işaret etmektedir. Bu sebeple "Vicdan asla yalan söylemez.", denilmiştir. Vicdan asla sapmaz, yalan söylemez.

İnsan, iradesini kötüye kullanırsa, vicdanı tefessüh eder. Bu durumda fıtrî vicdan hakka miyar ve doğru bir terazi olamaz. Fıtratı bozulmamış bir vicdan, her hususta yanılmaz ve yanıltmaz miyardır, terazidir.

Vicdan, hayrı kabul ve şerri reddeden, haksızlığı kabul etmeyen emin bir mürşittir. Vicdanın en ehemmiyetli ve en birinci sıfatı, insana sonsuz aciz ve fakir olarak yaratıldığını her zaman hatırlatmasıdır. Böylece insanı, Halık’ını aramaya sevk eder.

“Evet, fıtrat ve vicdan akla bir penceredir. Tevhidin şuaını neşrederler.”(Mesnevi-i Nuriye)

İnsan, bir Kadîr-i Mutlaka dayanır ve O’ndan medet ister. Bütün ihtiyaçlarını yerine getirecek bir Ganiy-yi Rahim’in dergâhına iltica eder. Her vicdan sahibi bütün bu kâinatı ve içindeki eşyayı ona hizmet ettiren bir zâtın varlığını kabul eder.

“Akıl ta'til-i eşgal etse de, nazarını ihmal etse, vicdan Sânii unutamaz. Kendi nefsini inkâr etse de; onu görür, onu düşünür, ona müteveccihtir.” (Mesnevi-i Nuriye)

Hiçbir insanın, “Necisin? Nereden geliyorsun? Nereye gidiyorsun?” gibi müthiş suallerin cevabını düşünmemesi ve onların cevabını bulmadan huzur ve rahata kavuşması mümkün değildir. İnanma hissi insanın fıtratında ve vicdanında dercedilmiştir. Bazıları da bu fıtrî hissi teslis inancı gibi batıl inanışlara saparak bulmaya çalışmışlardır. Bir kısmı da insana ulûhiyet isnad etmiş, kimisi de kendileri gibi mahlûk olan güneşe, ateşe, nehre, yıldızlara ve ineğe taparak dalalete sapmışlardır.

Madrub, elbette dâribe delâlet eder: Ortada fiil varsa, fail de var demektir, fail olmadan fiilin olması imkânsızdır. Dövülme fiili, döven faili gösterir, yani ortada bir dövülme varsa, döven de var demektir. Döven olmadan dövülmenin olması mümkün değildir.

San'atlı bir eser, san'atkârı icab eder: Sanat varsa; mutlaka bu san’atın sanatkârı vardır, san’atkâr olmaksızın san’atın olması mümkün değildir. Bu, Allah ile kâinat arasında da cari bir hakikattir. Allah olmadan, kâinat olmaz ya da kâinat varsa; Allah da vardır. Nasıl dövülme fiili mecburi olarak döven faili gösteriyor ise; kâinattaki haddi-hesabı olmayan her bir fiil ve icraat da Allah’ı akla vacib derecesinde lüzumlu kılar.

(1) bk. Mektubat, Hakikat Çekirdekleri

Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?

Yorumlar

ilyascan
Allah razı olsun!
Yorum yapmak için Giriş Yapın ya da Üye olun.
karolin
Bu fıtrat tüm insanlarda; Allah tarafından dizayn edilmiş ortak bir mahluktur, o zaman? Çünkü mesela hepimiz bir yanlış gördüğümüzde (yolda para bulma vs ) aklımız onu almak istese bile vicdanımız bizi rahat bırakmıyor,ya almıyor,yada hayırda kullanıyor
Yorum yapmak için Giriş Yapın ya da Üye olun.

BENZER SORULAR

Yükleniyor...