"Hem de ilme istinatla devletlerinin teşekkülü, mütekabil kuvvetlerinin tesadümü, gaddarane istibdatlarının iz’âcâtı..." şeklinde devam eden pasajı açıklar mısınız?
Değerli Kardeşimiz;
"Hem de her şeyi geç almak, geç bırakmak şanından olan burudet-i mutedilâne, sa’ylerine sebat ve metanet verip, medeniyetlerini idame etmiştir. Hem de ilme istinatla devletlerinin teşekkülü, mütekabil kuvvetlerinin tesadümü, gaddarane istibdatlarının iz’âcâtı, engizisyonane taassuplarının aksülâmel yapan tazyikatı, mütevazi unsurlarının rekabetle müsabakatı, Avrupalıların istidatlarını inkişaf ettirip, mezâyâ ve fikr-i milliyeti uyandırdı."(1)
Bu paragrafta Avrupa'nın terakkisi, devletlerinin oluşum şekli ve bunların dinamikleri inceleniyor. Buradaki havanın serin ve soğuk olması hasebiyle insanların fıtratlarına da bir soğukkanlılık vermiştir. Bu nedenle burdaki insanlar bir fikri ve sitemi zor kabullenir, lakin iyice ve hazmederek alırlar. Kolay elde edilen kolay kaybedilir, zor elde edilenler de nispeten daha zor elden çıktığı gibi, Avrupa da şimdiki mevcut sistemi kabullenmekte zorlandı, ama sağlam bir şekilde elde tutmayı başardı ve kazandı.
Mesela, hukuk ve adalet, siyasi ve idari sistemler v.s açısından Avrupa'daki devletlerin teşekkülü ve tekamülü, insanlığın kolektif aklı olan ilme dayanarak bugünkü halini almıştır. İlk başlarda ilkel ve iptidai olan yönetim anlayışı, insanlığın ilminin inkişafı oranında gelişip modernleşmiş ve daha karmaşık ve sistemli bir şekle gelmiştir.
İnsanlık terakkisinin dinamiklerinden birisi de karşılıklı kuvvetlerin çarpışması esasıdır. Yani devletler ve toplumlar karşılıklı ve sürekli bir çarpışma içinde olduğu için, biribirlerine galip gelebilmek adına gelişim ve galibiyet araçlarını geliştirmek ihtiyacı duymuşlardır. Rusya ve Amerika’nın karşılıklı silah projeleri buna örnek verilebilir.
Terakkinin diğer bir dinamiği ise idarecilerin, derebeylerin gariban halka baskı ve taciz uygulaması, engizisyon, yani kilise otoritesinin fakir halkı sömürüp bunaltması gibi şeylerdir. İnsanlık bu baskı ve sıkıntılardan kurtulmak için değişik görüşleri ve sistemleri aramışlardır. Bu da doğruyu arama meyline kuvvet veren menfi bir dinamiktir.
"Mütevazı unsurlarının rekabetle müsabakatı", ifadesinde ise Avrupa’da gelişen sivil ve toplumsal kuruluşların kendi aralarındaki müspet ve gelişimci rekabet ve ona bağlı olan müsabakalarıdır. Gelişimin en büyük dinamiklerinden birisi de rekabet ve müsabakadır.
Müsabaka, araştırma ve gelişime teşvik eden bir çeşit ödüllendirme kurumudur. Mesela, Alman bilim derneği ile Fransız bilim derneği arasında ödüllü bir müsabaka düzenlense, her iki dernek de o ödülü kazanmak için bilimsel bir gayretin içine girerler.
İşte bütün bu dinamikler bir araya geldiği zaman, Avrupa kıtasının millet bilinci ve meziyetleri harekete geçerek gelişmişlerdir.
(1) bk. Sünuhat, Bundan Yedi Sene Evvel...
Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü