"Hem madem Fatır-ı Kerim, düstur-u kerem iktizasıyla..." ile "Dünyada insanı mazhar ettiği kemalatın manalarını, meyvelerini ibka ediyor." kısmını izah eder misiniz? İnsanların dışındaki diğer mahlukatın kemalatlarının bir neticesi yok mudur?
Değerli Kardeşimiz;
"Hem madem Fatır-ı Kerim, düstur-u kerem iktizasıyla, bir şeye verdiği makamı ve kemali, o şeyin müddeti ve ömrü bitmesiyle, o kemali geriye almıyor. Belki, o zikemalin meyvelerini, neticelerini, manevi hüviyetini ve manasını, ruhlu ise ruhunu ibka ediyor. Mesela, dünyada insanı mazhar ettiği kemalatın manalarını, meyvelerini ibka ediyor. Hatta, müteşekkir bir müminin yediği zail meyvelerin şükrünü, hamdini, mücessem bir meyve-i cennet suretinde tekrar ona veriyor. Ve şu hakikatte, muazzam bir kanun-u rahmetin ucu görünüyor." (Sözler, Otuzuncu Söz, İkinci Maksat.)
İnsanlar imtihan için var olduklarından onların her şeyleri, muhasebe için kaydedilir. Dolayısıyla kulların yaptıkları hasenat ve seyyiatın hemen ruhta makes bulduğu, ahirette de mücessem şekle gireceği hem ayet ve hadis ile haber verilmiştir, hem de İslam âlimlerinin ifadelerinde çokça işlenmiştir. Risale-i Nurlarda da bu konu çok yerlerde izah edilmiştir.
Bitkilerin kemali, meyvelerinde ve neticelerinde devam etmektedir. Kendileri gitseler de hüviyetinin devam etmesi, yani o nevin varlığının bilinmesi ve hatırlanması da yine bir nevi bekaya mazhariyettir. Zaten ruhları olmadığından bu konuda bir elem çekmeleri de söz konusu değildir.
Hayvanlara gelince, onların da ruhları insanlar gibi bakidir. Üstad'ın On Yedinci Söz’de ifade ettiği gibi ahirette “onlara göre bir çeşit mükâfat-ı ruhaniye ve onların istidatlarına göre bir ücret-i maneviye”leri olacaktır.(bk. age., On Yedinci Söz, Birinci Makam.) Ruhları baki olduğundan bu ücretleri de daimî olacaktır.
Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü