"İnsan, mahiyet-i camiiyeti itibariyle mevcudatın hemen ekserisiyle alakadardır." Burayı "Mahiyet-i camiiyet" ile izah eder misiniz?
Değerli Kardeşimiz;
İnsan bedenine takılan harika cihazlar, ruhuna takılan eşsiz duygu ve latifeler cihetiyle, bütün kâinat ile irtibat kuracak ve kuşatacak çok geniş bir mahiyette yaratılmıştır.
Camiiyet, bütün esma-i ilahiyeye mazhar olmak demektir.
"İşte câmiiyeti dolayısıyla insan-ı kâmil, halk-ı eflake ille-i gaiye olduğu gibi, halk-ı kâinata da semere ve netice olmuştur." (Mesnevi-i Nuriye, Zerre)
İnsan, bütün esmaya mazhar bir istidatta yaratılmış olmakla birlikte, bütün esmaya hem en ileri seviyede, hem de itidal üzere en mükemmel ayna Resul-i Ekrem (asm) Efendimizdir. İtidal, bir isme fazla, diğerine noksan değil, hepsine azami derecede mazhar olmak demektir.
İnsanın her şeyle ve her nev ile dolaylı ve dolaysız olarak alakadardır. Bir çiçeğin yaprağındaki güzelliği de seyreder, denizin güzelliğinden de anlar, ovaların, dağların güzelliğinden de.
İnsanın şuuru, bu varlık âlemindeki güzellikleri idrak etmekle, onlardan “Nakkaş-ı Ezelî’nin rububiyeti”ne intikal eder. Yani, o güzellerin çok güzel bir terbiye görerek bu hâle geldiklerini anlar. Bu ise, onun ruhunda, bu ilahi sanatlara karşı, “hayret ve tefekkür ile takdir ve tahsin” manalarını uyandırır.
İnsanın aklı, kalbi, ruhu, vicdanı, duygu ve latifeleri hepsi birer sanat harikasıdır. İnsan bu sanat harikaları sayesinde bütün kâinat ile irtibat kurmaktadır. Âdeta her bir aza ve his geniş ve mükemmel bir âleme açılan pencereler hükmündedir. Mesela; akıl kâinat kitabını okuyan bir mütefekkir, kalp muhabbetullaha açılan bir kapı, vicdan her iki dünyaya ait kanunların toplandığı bir merkez gibidir.
İnsan; küçük bir et parçası olan dili ile yeryüzünde bulunan bütün leziz yiyecek ve içecekleri tadıp tartabiliyor. Dünyamız, âdeta insanın diline hitap eden bir sofra gibi donatılmıştır.
İnsanın gözü kâinatta var olan bütün renkleri ve tonlarını görebiliyor ve birbirinden ayırt edebiliyor. Kâinat âeta insanın gözüne göre resmedilmiş ilahi bir tablo gibidir.
İnsanın burnu, eşyanın kendilerine mahsus kokularını hissedebiliyor...
Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü