"Kur’an’ın benzerini getirmek için insanlar ve cinler bir araya toplanıp da hepsi birbirine yardımcı olsalar, yine de onun benzerini getiremezler." Ayeti Risalelerde nasıl izah edilmiş?
Değerli Kardeşimiz;
İşte, قُلْلَئِنِاجْتَمَعَتِاْلاِنْسُوَالْجِنُّعَلٰۤىاَنْيَأْتوُابِمِثْلِهٰذَاالْقُرْاٰنِلاَيَأْتوُنَبِمِثْلِهِوَلَوْكَانَبَعْضُهُمْلِبَعْضٍظَهِيراً [“De ki: Eğer bütün ins ve cin bu Kur'an'ın benzerini getirmek üzere toplansalar, yine onun bir benzerini meydana getiremezler.” (İsra, 17/88)] ifade ettiği azîm mânâ ve büyük hakikat, kasıru’l-fehim olanlarca ve dikkatsizlikle, mübalâğalı bir belâğat için muhal bir suret zannediliyor. Hâşâ! Mübalâğa değil, muhal bir suret değil, ayn-ı hakikat bir belâğat ve mümkün ve vaki bir surettedir."
"O suretin bir vechi şudur ki: Yani, Kur’ân’dan tereşşuh etmeyen ve Kur’ân’ın malı olmayan ins ve cinnin bütün güzel sözleri toplansa, Kur’ân’ı tanzir edemez demektir. Hem edememiş ki, gösterilmiyor."
"İkinci vecih şudur ki: Cin ve insin, hattâ şeytanların netice-i efkârları ve muhassala-i mesaileri olan medeniyet ve hikmet-i felsefe ve edebiyat-ı ecnebiye, Kur’ân’ın ahkâm ve hikmet ve belâğatine karşı âciz derekesindedirler demektir. Nasıl da nümunesini gösterdik." (Sözler, 25. Söz, Birinci Şule, Üçüncü Şua, İkinci Cilve)
Bediüzzaman Hazretleri burada "tehaddi"ye (meydan okuma) yeni bir izah getirmekte, Kur'an'ın mislini yapmaya yönelik davetin sadece belağat yönünden değil, ahkâm ve hikmet için de geçerli olduğunu, bu cihetlerle de onun bir mislinin getirilemeyeceğini nazara vermektedir. Buna göre, bütün insanlar ve cinler Kur'an'ın hükümleri ve hikmetinin yerine alternatif hükümler ve hikmetler getirmeye çalışsalar, aciz kalacaklar ve yapamayacaklardır.
Mesela, yardımlaşma sistemleri içinde zekât ve sadakanın bir naziri yapılamamıştır. Faizsiz sistemden daha ideal bir iktisadî sistem ortaya konulamamıştır. Kapitalist sisteme sahip Avrupa, Amerika gibi yerlerde, faiz nisbetlerinin bizdeki faiz nisbetlerinden daha düşük olması, hatta sıfır faiz nisbetine ulaşmak istemeleri, bunu açıkça göstermektedir.
Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü
Yorumlar
Cin ve insi anladım ama medeniyet nasıl şeytanların netice-i efkârı olabilir? İçi boş medeniyetten yada zararlı bir medeniyetten bahsedilmese gerek.
Şeytanların teknolojiyi ne kadar geliştirdiklerini bilemiyoruz. Fakat bir şekilde doğrudan kendileri yapmamış olsalar da insanlara fikir telkininde bulunmuş olabilirler. Özellikle insanlığın zararına olan teknolojinin imalatını ve kullanımını telkin etmiş olabilirler.
Mesela Hitlere insanlığı kitlesel olarak katletme fikrini üfleyen şeytan füze ve kitlesel bombaların yapılmasına dolaylı bir şekilde katkı sunmuş oluyor. Hitlerin bilim insanlarına şu kadar sürede şu özellikte bir bomba yapmazsanız sizi katlederim demesi meşhurdur ve bu tehdidin neticesinde dehşetli füzeler ve savaş makineleri yapılmıştır.
V-2 Kullanıldığı dönem: 1944-1952 V-2 ilk balistik füze ve uzaya ulaşan ilk insan yapısı alet. Tüm modern füzelerin atası ve Ay'a gönderilen Saturn V roketinin doğrudan öncüsüdür. Alman Wehrmacht (Savunma Gücü) tarafından II. Dünya Savaşı sırasında müttefik hedeflerine 3.000'den fazla V-2 ateşlenmiştir. V-2'lerin inşasında çalışırken 20.000 kişi ölmüş, V-2'ler ise 7.000 kişiyi öldürmüştür.
V-1 Kullanıldığı dönem: 1944?1945 V-1 füzesi, Uçan Bomba olarak da bilinen, II. Dünya Savaşı sırasında Almanya tarafından geliştirilen, pulsejet motorlu pilotsuz bomba uçak. Seyir füzelerinin (cruise missile) atasıdır. Yaklaşık 30.000 adet V-1 üretilmiş, 13 Haziran 1944 - 29 Mart 1945 arasında İngiltere'ye, özellikle Londra'ya 10.000 civarında V-1 atılmıştır. Bu füzelerin 2,419'u Londra'ya ulaşmış, 6,184 kişi öldürmüş ve 17,981 kişi yaralamıştır. Belçika'ya da yaklaşık aynı sayıda füze gönderilmiştir.
Burada medeniyet kavramını sadece müspet manada anlamak gerekmiyor menfi anlamda da medeniyet kullanılabiliyor. Batı medeniyeti İslam medeniyeti gibi.