Sevr ve Hut hakkındaki hadisin yorumlandığı Üçüncü Vecih'in izahını yapar mısınız?

Cevap

Değerli Kardeşimiz;

"ÜÇÜNCÜ VECİH: Eski kozmoğrafya nazarında Güneş gezer. Güneş'in her otuz derecesini bir burç tabir etmişler. O burçlardaki yıldızların aralarında birbirine raptedecek farazî hatlar çekilse, bir tek vaziyet hasıl olduğu vakit, bazı esed (yani arslan) suretini, bazı terazi manasına olarak mizan suretini, bazı öküz manasına sevr suretini, bazı balık manasına hut suretini göstermişler. O münasebete binaen o burçlara o isimler verilmiş."

"Şu asrın kozmoğrafyası nazarında ise, Güneş gezmiyor. O burçlar boş ve muattal ve işsiz kalmışlar. Güneş'in bedeline küre-i arz geziyor. Öyleyse, o boş, işsiz burçlar ve yukarıdaki muattal daireler yerine, yerde arzın medar-ı senevîsinde, küçük mikyasta o daireleri teşkil etmek gerektir. Şu hâlde, burûc-u semaviye, arzın medar-ı senevisinden temessül edecek. Ve o hâlde küre-i arz her ayda burûc-u semaviyenin birinin gölgesinde ve misalindedir." (Lem'alar, On Dördüncü Lem'a)

Dünyanın senelik çizmiş olduğu daireyi bir ayna olarak düşünürsek, burçlar bu aynada yansıyor. Bu daire de kendi içinde on iki aydan dolayı on iki menzile yani on iki burca bölünüyor. Ve dünya her ayda ayrı bir burcun yansıması altına girmiş oluyor.

Kısaca dünya senelik hareketi ile burçlara farazi bir ayna çizmiş oluyor ve vakti geldikçe yansıyor.

"İşte bu vecihle, Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm, sabıkan zikrettiğimiz gibi, bir defa ale's-sevr, bir defa ale'l-hût demiş. Evet, mu'cizü'l-beyan olan lisan-ı Nübüvvete yakışır bir tarzda, gayet derin ve çok asır sonra anlaşılacak bir hakikate işareten, bir defa ale's-sevr demiş. Çünkü küre-i arz, o sualin zamanında Sevr Burcunun misalindeydi. Bir ay sonra yine sorulmuş, ale'l-hût demiş. Çünkü o vakit küre-i arz Hût Burcunun gölgesindeymiş."

"İşte, istikbalde anlaşılacak bu ulvi hakikate işareten ve küre-i arzın vazifesindeki hareketine ve seyahatine imâen ve semavi burçlar, Güneş itibarıyla muattal ve misafirsiz olduklarına ve hakiki işleyen burçlar ise küre-i arzın medar-ı senevîsinde bulunduğuna ve o burçlarda vazife gören ve seyahat eden küre-i arz olduğuna remzen, ale's-sevri ve'l-hût demiştir. Vallahu a'lemu bi's-savab." (bk. age.)

Peygamber Efendimiz (asm) insanların bilemeyeceği hatta asırlar sonra anlaşılacak olan ulvi hakikatleri o zaman insanlarına anlayacağı dilden teşbih ve mecaz ile izah etmiş. Bir nevi mucize göstermiştir. Yoksa bazıların iddia ettiği veya yanlış anladığı gibi dünya hakikaten boğa ve balık üstünde değildir

O burçların Güneş itibariyle boş muattal ve işsiz kalması:

Burçları gezen Güneş değil, dünyadır. Dolayısıyle birinci yanlış görüşün burçları boş ve muattal kalmışlardır. Yani burçlar Güneş ile değil, dünya ile ilgilidir demektir.

Hakiki işleyen burçlar Küre-i Arz'ın medar-ı senevîsinde bulunması:

Burçların dünyanın yıllık hareketinden hasıl olan geniş dairenin içinde olmasını ifade ediyor. Yani on iki takımyıldızı dünyanın senelik hareket dairesinin içinde yer alıyor. Bu da insanlığın sürekli takip ettiği bir hadisedir.

Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü

Kategorileri:
Okunma sayısı : 6.195
Sayfayı Word veya Pdf indir
Bu içeriği faydalı buldunuz mu?

Yorumlar

Talhaozer

Allah razı olsun selamlar 

Yorum yapmak için Giriş Yapın ya da Üye olun.
Abdullah G

Peygamber Efendimize burçlar sorulduğunda birinde alessevr (Boğa burcu) demiş. Bir ay sonra alel Hud (balık burcu) demiş denilmektedir. Halbuki burçlar sıralamasına baktığımız zaman boğa burcundan sonra Yengeç burcu gelmektedir. Hadi sıralama karıştırılmış dense önce balık sonra boğa olsa bile balıktan burcundan sonra Koç geliyor yine boğa gelmiyor.. bunun sıralaması nasıl olacak. O zamanki burçlar ile şimdiki burçların sıralaması farklı mıydı..Buraya bir açıklık getirebilir misiniz Allah razı olsun..

Yorum yapmak için Giriş Yapın ya da Üye olun.
Editor (Mehmet Selim)

Allahu alem buradaki "bir ay sonra" ifadesinden "başka bir ayda" manası kast edilmiştir. Yoksa bu kadar bariz bir meseleyi Üstadımızın karıştırması, ihtimal dairesinde bile olsa çok düşük bir ihtimaldir. Bu nedenle ya mahalli bir söylem olması, ya da o zamanın ifade tarzından kaynaklanan bir edayla söylenmiş ihtimali yüksektir.

Konu ile ilgili ek bilgi için tıklayınız:

"Sevr ve Hût, arzın mahrek-i senevîsinde mukadder olan iki burçtur. O burçlar, eğer çendan farazî ve mevhumedirler..." Muhakemat, Birinci Makale, İkinci Mesele Üçüncü Mahmili açıklar mısınız?

Yorum yapmak için Giriş Yapın ya da Üye olun.
Yükleniyor...