Zâhirden Hakikate geçen ve Allah’ın kurb-u huzuruna müşerref olan bütün ervah-ı neyyire ashabı, bütün kulûb-u münevvere aktabı ve bütün ukûl-u nuraniye erbabı olanlar kimlerdir?
Değerli Kardeşimiz;
Ervah-ı neyyire ashabı “peygamberler”, kulûb-u münevvere aktabı “evliyalar”, ukûl-u nuraniye erbabı ise “asfiyalar, alimler, muhakkiklerdir.”
Şu var ki, bu sıfatlandırmalar kesin hatlarla birbirinden ayrılmazlar.
Peygamberlerin ruhları neyyire (nurlanmış) olduğu gibi, kalpleri de münevveredir, akılları da nuranîdir.
Evliya, Allah’ın veli kulları, sevgili kulları demek olduğundan, bütün peygamberler bu noktada birer velidirler, ancak bütün velilerden üstündürler.
Muhakkik denilen, taklitten öteye geçmiş, meseleleri tahkik edip inceleyerek, derinliklerine nüfuz eden İmam-ı Gazalî, İmam-ı Rabbanî gibi zâtlar aynı zamanda evliyadandırlar. Ancak her veli, muhakkik olmayabilir.
Takva dairesinde yaşayan, ruhsatla değil azimetle amel eden, sünnet-i seniyeye elden geldiğince uymaya büyük ihtimam gösteren, nafile ibadetlerde çok ileri giden birçok kişi, ilim yönünden fazla ileri olmasalar da bu üstün vasıflarıyla Allah’ın veli kulları arasına girerler. Ancak bunlardan bir imanî veya İslamî meselenin izahı istenilse âciz kalabilirler; zira muhakkik bir âlim değildirler.
Demek oluyor ki, her veli tahkik ehli olmayabilir, ama muhakkik ve asfiya derecesinde olan büyük zâtlar aynı zamanda büyük birer velidirler...
Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü