Bütün faaliyet ve vaziyetlerin "Zât-ı Zülcelâlin vücub-u vücudunu ve vahdetini ispat" etmesini izah eder misiniz?
Değerli Kardeşimiz;
Vücud, varlık demektir, zıddı ademdir, yokluktur. Vahdet de birlik mânasına gelir, zıddı kesrettir, çokluktur.
Vücub-u vücud; varlığının vacib olması demektir. Allah’ın varlığı vacibdir, yani O’nun varlığı zatındandır, ezelî ve ebedîdir, olmaması muhaldir. Bütün mahlûkatın varlıkları ise mümkün olarak ifade edilir. Mümkün, varlığı zatından olmayıp, Allah’ın yaratmasıyla varlık sahasına çıkan, O dilediğinde yokluğa mahkûm olan demektir. Mümkünün olup olmaması müsavidir.
Allah’ın Zât’ı bir olduğu gibi, bütün sıfatlarının da vahdeti vardır. Mesela, Kudret sıfatının vahdeti, “ne kadar kuvvet ve kudret varsa hepsi Allah’ındır, mahlûkatın kuvvet ve kudretleri Allah’ın yaratmasıyla ve ihsanıyladır” şeklinde izah edilir. Mahlûkatın kendileri gibi sıfatları da mahlûktur. Meselâ, insanın bedeni gibi ruhu da mahlûktur, kuvvet ise ruhun bir sıfatıdır, o da mahlûktur.
Diğer bütün İlâhî sıfatlarda da vahdet söz konusudur. Her biri bütün eşyayı ihata etmiştir, hiçbirinde şerike ve yardımcıya yer yoktur.
Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü