"Dava-yı şirk, sırf tahakkümî ve manasız söz ve dava-yı mücerret olduğundan, şirki iddia etmek mahz-ı cehalet, ayn-ı belahettir." Detaylıca izah eder misiniz?
Değerli Kardeşimiz;
"Öyle ise, kâinatın mevcudatında bir emare yok ki, şirk ihtimali ona bina edilsin. Demek, dava-yı şirk, sırf tahakkümî ve manasız söz ve dava-yı mücerret olduğundan, şirki iddia etmek mahz-ı cehalet, ayn-ı belahettir." (Sözler, Otuz İkinci Söz, İkinci Mevkıf.)
Kâinatta her şeyde birlik mühürleri vardır ve bunların hepsi şirki reddederler. Bu âlem
"Kemal-i intizamından bir memleket hükmünde, belki bir şehir hükmünde, belki bir saray hükmündedir." (bk. age., Yirmi İkinci Söz, Birinci Makam.)
"… Bu misafirhane-i dünyanın sobalı lambası birdir ve rûznameli kandili birdir ve rahmetli süngeri birdir ve ateşli aşçısı birdir ve hayatlı şurubu birdir ve himayetli tarlası birdir. Bir, bir, bir; ta bin birler kadar..." (Şualar, Yedinci Şua.)
Bu kâinatın bir zatın mahluku ve mülkü olduğunun böyle sonsuz delilleri olmasına rağmen şirkin hiçbir delili yoktur.
Dünyayı çeviren ve aydınlatan iki ayrı güneş olsaydı, bazen biriyle bazen diğeriyle aydınlansaydık, dünya kendisine tayin edilen ekseninden saparak bazen Merkür’e, bazen Venüs’e misafir olsaydı, atmosfer sürekli olarak dünyanın başını beklemeyip başka menzillerde de dolaşsaydı, insanların hepsinin iki tane gözü olmak yerine, bazılarının üç, bazılarının beş yahut yedi gözü olsaydı, balıkların bir kısmı ormanda ceylanların bir kısmı denizde yaşasaydı, hurma ağacı daima hurma vermek yerine bazen elma bazen zeytin verseydi, belki müşrikler bu mevcut nizamın dışında vaki olan bu farklı işleri başka ilahlara isnat etme vehmine kapılabilirlerdi.
Ama âlemde hiç değişmeyen bir intizam hükmetmekte, Güneş ve Ay'dan hücrelere ve atomlara, alyuvar ve akyuvarlara kadar her şey, ilahi kanunlara harfiyen riayet ederek, hizmetlerini ifa etmektedirler. Bu şaşmaz nizama ve değişmez kanunlara rağmen şirki iddia etmek ancak “mahz-ı cehalet, ayn-ı belahettir", yani katıksız bir cehalet ve tam bir akılsızlıktır.
Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü