"Mûcibe-i cüz’iyenin mûcibe-i külliye hükmünde olduğuna bir misal teşkil ediyor." İzah eder misiniz?

Cevap

Değerli Kardeşimiz;

“Demek, ruhun bekası, hâsse-i zâtiyedir. Bu hâsse-i zâtiyenin bir fertte mevcut olması nev’in tamamında mevcut olmasını istilzam etmekle, mûcibe-i cüz’iyenin mûcibe-i külliye hükmünde olduğuna bir misal teşkil ediyor...”(1)

“Mûcibe-i cüz’iyenin mûcibe-i külliye hükmünde olduğu” Bu kısa cümlenin en kısa izahı şöyle; cüz’î için lüzumlu olan bir vasıf, küllî için de lazımdır.

Mesela, bir kedi cüz’îdir, bütün kediler ise küllîdir. Bir kedi için sabit olan bir sıfat, bütün kediler için de sabit olur. Kedi türüne mahsus olan sıfatlar, her kedide vardır.

Meselâ, bir kedi miyavlıyor ise, bütün kediler de miyavlar. Çünkü miyavlamak kedi türünün bir vasfıdır. Yani bir kedide sabit olan bir vasıf, bütün kedilerde de geçerli oluyor. Hiç kimse; "Kedilerin bazıları miyavlar, bazıları havlar" diyemez. Mantık ilminde buna tümdengelim/Ta’lil denilir.

Bir insanın ruhu baki ise, bütün insanların ruhu da bakidir. Çünkü ruhun baki olması ruhun temel bir vasfı olup, bütün ruhları da içine alıyor. Bu yüzden; "Bir kısım insanların ruhu baki iken, bazılarının ruhu da fanidir" hükmü batıl oluyor. Çünkü bir ruhla bütün ruhlar arasında cüziyet-külliyet münasebeti vardır; cüz’îde sabit olan bir vasıf, külliyette de sabit demektir...

(1) bk. İşaratü'l-İ'caz, Bakara Suresi 28. Ayetin Tefsiri.

Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü

Kategorileri:
Okunma sayısı : 1.746
Sayfayı Word veya Pdf indir
Bu içeriği faydalı buldunuz mu?

BENZER SORULAR

Yükleniyor...