"O temsilâtı nûr-u iman ile tefekkür edenin nûr-u imanı inkişaf eder, kuvvet bulur. Küfür zulmetiyle ve tenkit hırsıyla bakanın da, zulmeti ziyadeleşir ve gözü kör olur..." İzah eder misiniz?

Cevap

Değerli Kardeşimiz;

"O temsilâtı nûr-u iman ile tefekkür edenin nûr-u imanı inkişaf eder, kuvvet bulur. Küfür zulmetiyle ve tenkit hırsıyla bakanın da, zulmeti ziyadeleşir ve gözü kör olur. Çünkü nazarîdir, bedîhi değildir."(1)

Nazarî: Akla kapı açıp, iradeyi elden almayacak derecedeki delillere verilen bir isimdir. Yani Allah, hem kâinatta hem de Kur’an’da getirmiş olduğu delilleri öyle bir şekilde tanzim etmiş ki, ne aklın anlamayacağı şekilde kapalı, ne de iradeyi teslime mecbur edecek kadar çok açıktır.

İnsan kâinata ve Kur’an’a iman nazarı ile baktığı zaman, elmas ve zümrütler kıymetinde deliller ile donatıldığını, her bir zerresinde ve her harfinde bin mu’cize tezahür ettiğini görür. Aynı kâinata ve Kur’an’a dalalet ve küfür nazarı ya da sathi bir nazarla bakıldığı zaman ise, kuru ve çorak bir arazi gibi durur, hiçbir yerinde ve hiçbir köşesinde hakkaniyetine dair bir ispat bulunamaz. İşte kâinat ve Kur’an'daki delillerin nazarî olması bu manayadır.

Bedihî: Aklı ve iradeyi teslime mecbur edecek derecede delilin çok açık ve zorlayıcı olmasıdır. Allah imtihanın bir muktezası olarak, kâinatı ve Kur’an’ı böyle bir bedahette delillerle tanzim etmemiştir. Yani insan kendi hür iradesi ile hakkı ve batılı ayırt edip, kendi tercih ve kemalatını ortaya koyabilmesi için deliller bedihî değil, nazarî olarak tanzim edilmiştir.

(1) bk. İşârâtü'l-İ'câz, Bakara Sûresi, 26 ve 27. ayetlerin tefsiri.

Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü

Kategorileri:
Okunma sayısı : 3.545
Sayfayı Word veya Pdf indir
Bu içeriği faydalı buldunuz mu?

BENZER SORULAR

Yükleniyor...