"Onunla bütün karanlıkları izale ve nuranî hakikatlerini gösterip ve bütün zîşuuru, belki kâinatı hayat-ı bâkiye müjdesiyle sevindirdiği gibi;.." İzah eder misiniz?
Değerli Kardeşimiz;
Karanlık, küfür ve gaflettir. Hazret-i Peygamber (asm), getirdiği tevhid ve İslam nuru ile küfür ve gaflet karanlığını parça parça etmiş, insanlığı nura gark etmiştir. Bu manayı iyi anlamak için; İslam’dan önceki cahiliye dönemini incelemek gerekir.
Resul-i Ekrem Efendimize nübüvvet vazifesi verilmeden evvel; dünya zifiri bir karanlık içinde idi. Putperestliğin ve hurafatın her türlüsünün yaşandığı, bütün batıl itikatların hâkim olduğu, insanların kızlarını diri diri toprağa gömecek kadar vahşileştiği, kalplerin şefkat ve merhametten mahrum olarak kaskatı kesildiği ve kabilelerin durmadan birbirlerinin kanlarını döktüğü dehşetli bir asır yaşanıyordu. Heyet-i içtimaiyeyi pek kalın cehalet tabakaları kaplamış, putperestlik akıl ve kalplerin nurunu söndürmüş, zulüm, yağma, gaddarlık, içki, fuhuş, kumar ve her türlü çirkeflik o zamanki insanların müşterek eğlencesi ve yegâne vasıfları haline gelmişti.
Diri diri kızını gömen, eli ile yaptığı putlara tapan, zenginin fakiri ezdiği vahşi bir toplumu alıp, kısa bir süre içinde insanlığın en mükemmeli haline getiren İslam’ın nasıl bir nur, Resulullah’ın nasıl bir mürşid olduğunu aklı olan herkes takdir eder.Peygamber Efendimiz (asm.) o kavmin sadece kötü ahlâklarını terk ettirmekle kalmamış, onları en güzel ahlâk ile mücehhez kılmaya da muvaffak olmuştur.
“Evet Asr-ı saadetten evvelki zamanlarda kalb katılığı ve merhametsizlik öyle bir hadde baliğ olmuştu ki, kocaya vermekten âr ederek kızlarını diri diri toprağa gömerlerdi. Asr-ı saadette İslâmiyet'in doğurduğu merhamet, şefkat, insaniyet sayesinde, evvelce kızlarını gömerlerken müteessir olmayanlar, İslâmiyet dairesine girdikten sonra karıncaya bile ayak basmaz oldular." (İşârâtü’l-İ’caz, Bakara Suresi, 23-24. Âyetlerin Tefsiri)
Fihriste-i kemalat; kelime olarak mükemmelliklerin listesi ve hülasası demektir. Evet, Hazret-i Peygamber Efendimiz (asm), gerek imanı, gerek ahlakı, gerek ibadeti açısından, bütün mükemmelliklerin ve güzelliklerin bir listesi gibidir. İnsanlık onun gibisini bir daha gösteremez ve gösterememiş.
Evet, hadiste de ifade edildiği gibi; ilk yaratılan Habib-i Kibriya Efendimiz (asm)'in nurudur ve bütün kevniyat ise bu nurdan var olmuştur. Bu noktadan Peygamber Efendimiz (asm)'in nuru kâinat ağacına bir çekirdeklik vazifesini görmüş. Aynı kâinat ağacının en mükemmel meyve ve neticesi yine Peygamber Efendimiz (asm)'in ubudiyet ve kulluğu olmuştur.
Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü