Hakikî adaletin, insanın "cinayetinin büyüklüğü, mahiyetinin ehemmiyeti ve vazifesinin azameti nisbetinde mükâfat ve mücazat" görmesini istemesini izah eder misiniz?

Cevap

Değerli Kardeşimiz;

"Hakikî adalet ister ki, şu küçücük insan, şu küçüklüğü nisbetinde değil, belki cinayetinin büyüklüğü, mahiyetinin ehemmiyeti ve vazifesinin azameti nisbetinde mükâfat ve mücazat görsün." (Sözler, Onuncu Söz, Üçüncü Hakikat)

Küçük bir kıvılcım ile koca ormanı yakan birisini, sadece kıvılcım üzerinden yargılayıp ona göre küçük bir ceza vermek adalet değil zulümdür. Zira kundaklama işleminde fiilin kendisi değil fiilin neticesi dikkate alınır.

Bir çakmağı çakıp kuru otu tutuşturmak basit ve küçük bir eylemdir, ama o ateşin büyüyerek bütün ormanı yutması ve içindeki sayısız canlıyı yakması dehşetli ve azim bir cinayet değerindedir. Bu durumda cezayı fiile göre değil fiilin neticesine göre vermek gerekir.

İnsanın inkâr ve küfründe de benzer bir durum söz konusudur. İnsanın birkaç kelamla veya ehemmiyetsiz gibi görünen küfre ve inkara sapması fiil olarak basit ve küçük gibi görünebilir. Fakat neticeleri açısından bütün ilahi isimlerin inkarını ve kâinatın tevhide olan işaretlerini ve şahitliklerini inkar ve tahkir anlamını içinde taşıyor.

İnsanın cismen küçük olması ve küfrün kelam itibarı ile basit olması, işlemiş olduğu o külli cinayetleri küçültmez ve basitleştirmez. Bu durumda küfre karşılık ebedi cehennem azabının verilmesi aynı hikmet mahz-ı adalettir. Çünkü bu ceza küfrün fiil kısmına değil, neticelerine veriliyor.

İlave bilgi için tıklayınız:

- "Kısa bir zamandaki küfre mukabil, hadsiz bir zaman cehennemde hapis nasıl adâlet olur?" sorusunun cevabındaki hesaplama nasıl oluyor, izah eder misiniz?

Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü

Kategorileri:
Okunma sayısı : 1.303
Sayfayı Word veya Pdf indir
Bu içeriği faydalı buldunuz mu?

BENZER SORULAR

Yükleniyor...