"Sonra, mutavassıt bir daire olan zemin yüzünü, aynen öyle bir mezra yapmış ki, mevsim be mevsim alemleri, envaları içinde eker, biçer, kaldırır." Zemin yüzü neden mutavassıt bir daire oluyor? Onda biçilen ekilen alemlerden bir iki misal verebilir miyiz?

Cevap

Değerli Kardeşimiz;

Zemin yüzünün mutavassıt yani orta büyüklükte oluşunu iki şekilde anlayabiliriz:

Bir tarafta uçsuz bucaksız feza âlemi, ötede gözle görülmeyen atomlar âlemi birlikte düşünüldüğünde dünyamız orta büyüklükte kalır.

Konuyu Güneş sistemini esas alarak değerlendirdiğimizde de dünyamız orta büyüklükte bir gezegendir. Jüpiter, Satürn, Uranüs, Neptün dünyamızdan daha büyük, Venüs, Mars ve Merkür ise dünyadan küçüktürler. Buna göre dünyamız yaklaşık olarak ortada yer almış bulunuyor.

Her canlının tohumu, çekirdeği yahut nutfesi bu dünya tarlasına ekiliyor ve o şifre varlıkların açılmaları, büyümeleri ve kemale ermeleriyle mahsuller alınmış oluyor.

Buna en güzel misal insanın kendisidir. Üstad'ımızın şu ifadesi bunu beyan etmektedir.

"İnsan istidadı nisbetinde burada ekiyor ve ekiliyor, ahirette mahsul alıyor." (Sözler, Onuncu Söz, 10. Hakikat)

İnsan bu dünya tarlasına zamanını, ömrünü ekmekte, işlediği hayırlı işler cennet mahsulü verirken, şerli işler de cehennem azabını netice vermektedir.

" … O vakit ömür dakikaları, adeta tohumlar, çekirdekler hükmünde, zahiren fena bulur, çürür; fakat âlem-i bekada saadet çiçekleri açarlar ve sümbüllenirler..." (bk. age., Altıncı Söz)

İlave bilgi için tıklayınız:

- "Seyyarat içinde mutavassıt ve yıldızlar içinde küçük ve kesif olan küre-i arz, mevcudat içinde en kıymettar ve nurani olan hayat ve şuur, hesapsız bir surette onda bulunuyorlar." İzah eder misiniz?

Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?

BENZER SORULAR

Yükleniyor...