Birinci Maksat, Dördüncü Esas
İçerikler
-
"Şu kâinatın mevcudatına nazar-ı dikkatle bakılsa görünür ki, cüz’iyat gibi külliyatın dahi birer şahs-ı manevisi vardır ki, birer vazife-i külliyesi görünüyor,.." İzah eder misiniz?
-
"Cüz’iyat gibi külliyatın dahi birer şahs-ı manevisi vardır ki, birer vazife-i külliyesi görünüyor, onda bir hizmet-i külliye görünüyor." Külliyat ve cüziyat tabirlerinin ıstılahi manaları nedir? Melekler bunların şahs-ı manevileri midir?
-
"Mevcudat-ı hariciyenin her biri, sureten camid, şuursuzken, gayet hayatkârane ve şuurdarâne vazifeleri ve tesbihatları vardır. Elbette, nasıl melâikeler bunların âlem-i melekûtta mümessilidirler, tesbihatlarını ifade ederler…" Devamıyla izahı nasıldır?
-
Şu saray-ı âlemin Sani-i Zülcelalinin, o saray içinde istihdam ettiği dört kısım amelenin özelliklerini ana hatlarıyla açıklar mısınız?
-
Nebatatın fıtri vazifelerini görmeleri onların ibadetleri mi oluyor? Nebatatın lisan-ı hâl ile yaptıkları tesbihat, melekler tarafından temsil edildiğinde, o tesbihleri melekler mi yapmış oluyor?
-
"Ve insan, müeccel ve muaccel iki ücret mukabilinde o Sani-i Zülcelalin makasıdını bilerek tevfik-i hareket etmek ve her şeyde nefislerine de bir hisse çıkarmak..." Devamıyla izah eder misiniz?
-
"Elbette dördüncü kısım, belki en birinci kısım olan hizmetkârlar, ameleler bulunacaktır." cümlesindeki "dördüncü kısım, belki en birinci kısım" ifadesini nasıl anlamalıyız?
-
"Hem insana benzer ki, o Sani-i Zülcelalin makasıd-ı külliyesini bilir, bir ubudiyetle tevfik-i hareket ederler." Devamıyla izah eder misiniz?
-
"Cinslerine göre, kâinattaki mevcudatın envaına göre, vazife-i ibadetleri tenevvü ediyor. " cümlesini ve devamını izah eder misiniz?
-
"Fatır-ı Zülcelalin izniyle, emriyle, kuvvetiyle, hikmetiyle, umum hayvanatın manevi çobanlarının reisi, büyük bir melek-i müekkeli vardır." Burada bahsedilen Hz. Mikail'den farklı bir melek midir?
-
"Bazı melaikeler bulunur, kırk başı veya kırk bin başı var. Her başta kırk bin ağzı var, her bir ağızda kırk bin dil ile kırk bin tesbihat yapar." Bu ne demektir, açıklar mısınız?
-
"Melâikenin ibadatı hem gayet muntazamdır, mükemmeldir; hem gayet küllidir, geniştir." Devamıyla izah eder misiniz?
-
"Sema güneşlerle, yıldızlarla tesbihat yapar." cümlesine yeryüzünü, toprağı misal olarak verebilir miyiz? Yani toprağın tesbihatı da üzerindeki mevcudatla olur mu?
-
"Melâikelerle görüşmek istersen hazır ol. Hem evham-ı seyyieden temizlen." Meleklerle görüşmeyi nasıl anlayacak ve "evham-ı seyyie"den nasıl temizleneceğiz?
-
"İşte, Kur’ân âlemi kapıları açıktır. İşte Kur’ân cenneti müfettehatü’l-ebvabdır; gir, bak. Melâikeyi o cennet-i Kur’âniye içinde, güzel bir surette gör." Melekleri görme keyfiyeti nasıldır?
-
"Her bir âyet-i tenzil, birer menzildir." cümlesini izah eder misiniz?
-
Cinnîlerle görüşmek mümkün müdür, bunun keyfiyeti nasıldır?
-
Yirmi Dokuzuncu Söz, Birinci Maksat, Dördüncü Esasın sonundaki ayet-i kerimelerin anlamlarını verir misiniz?