Birinci Makam, Birinci Meyve
İçerikler
-
“Tevhid ve vahdette cemâl-i ilâhî ve kemâl-i Rabbanî tezahür eder.” cümlesini açıklar mısınız?
-
"Tevhid ve vahdette cemâl-i İlâhî ve kemâl-i Rabbânî tezahür eder. Eğer vahdet olmazsa, o hazine-i ezeliye gizli kalır..." İkinci Şua, Birinci Makam, Birinci Meyvenin kısa bir izahını yapar mısınız?
-
"Hüsn-ü Rabbânî ve hesapsız ihsanat ve bahâ-i Rahmânî ve gayetsiz kemâl-i cemâl-i Samedânî, ancak vahdet aynasında ve vahdet vasıtasıyla, şecere-i hilkatin nihâyâtındaki cüz'iyâtın simalarında temerküz eden cilve-i esmâda görünür." İzah eder misiniz?
-
"Kan ve fışkı ortasından beyaz, safi, temiz bir süt göndermek olan cüz’î fiil ise, tevhid nazarıyla bakıldığı vakit..." Süte, "tevhid nazarıyla" nasıl bakılabilir?
-
"O cüz’î fakat alîmâne, basîrâne, şuurkârâne olan şifa vermek..." ifadesini izah eder misiniz?
-
"Dalâletin gayet müthiş mânevî elemini hisseden bir adama iman ile hidayet ihsan etmek, eğer tevhid nazarıyla bakılsa.." cümlesini devamıyla izah eder misiniz?
-
"Bir adama iman ile hidayet ihsan etmek..." Hidayet Allah'tan mı, yoksa irademizden mi?
-
"Tevhid noktasında cemal-i ilahinin ve kemal-i Rabbaninin binler envaı ve yüz bin çeşitleri onlarda temerküz cihetinde görünür, anlaşılır, bilinir, tahakkuku sabit olur." İzah eder misiniz?
-
"Tevhidde cemâl ve kemâl-i İlâhînin kalben görünmesi ve ruhen hissedilmesi." ne demektir, izah eder misiniz?
-
"Kelime-i tevhidde azamet-i kibriyâ ve celâl-i Sübhânî ve saltanat-ı mutlaka-i rububiyet-i Samedâniye tahakkuk etmesi içindir." İzah eder misiniz?
-
"Bir meyve, bir çiçek, bir ışık gibi küçücük bir ihsan, bir nimet, bir rızık, bir küçük ayna iken, tevhidin sırrıyla birden bütün emsaline omuz omuza verip ittisal ettiğinden..." izah eder misiniz?
-
"Fâni, muvakkat olan güzellikle, bâki bir nevi hüsn-ü sermedîyi irâe eder." ifadesini izah eder misiniz? Mevlananın "Evliyaya tuzak olan hayaller, İlahî bahçelerin ay yüzlü güzellerinin akisleridir." ifadesiyle irtibatı nedir?
-
"Hem tevhid sırrıyla, şecere-i hilkatin meyveleri olan zîhayatta bir şahsiyet-i İlâhiye, bir ehadiyet-i Rabbâniye..." Devamıyla izah edip buradaki âyetin tahsisi hakkında bilgi verir misiniz?
-
"Şahsiyet-i ilahiye" tabirini nasıl anlamalıyız?
-
"Yoksa, o şahsiyet, o ehadiyet, o sima, o taayyünün cilvesi inbisat ederek kâinat nispetinde genişlenir, dağılır, gizlenir." İzah eder misiniz?
-
"Ve bilhassa zîhayattan insanın mahlûkiyeti arkasında gayet âşikâr bir tarzda o mânevî teşahhus, o kudsî taayyün, sırr-ı tevhidle, imanla müşahede olunur." cümlesini nasıl anlamalıyız?
-
"Gözü veren Zat, hem gözü görür, hem ince bir mânâ olan gözün gördüğünü görür, sonra verir." İzah eder misiniz?
-
"Kulağı veren zât, elbette o kulağın işittiklerini işitir, sonra yapar, verir." Koku, tat ve dokunma için de aynısını diyebilir miyiz? Allah'ın böyle sıfatları var mıdır? Hem mahlûkatın ne dediklerini bilmek kâfi değil midir? İşitmek şart mı?
-
"Daire-i kesretin müntehâsında ve en dağınık cüz'iyâtında, sırr-ı vahdetle bin bir esmâ-i İlâhiye, zîhayat denilen küçücük mektuplarda temerküz edip,.." İzah eder misiniz?
-
"Umumî kanunların tazyikatları ve hâdisatın tehacümatı altında ağlayan ve sızlayan o sevimli memlüklerine,.." Ağlattıracak umumî kanunların nedeni, hikmeti nedir, izah eder misiniz?
-
"Şirk öyle bir cürümdür ki, her bir mahlûkun hakkına ve şerefine ve haysiyetine bir tecavüzdür." cümlesini izah eder misiniz?