"Ey dünyaperest arkadaşım!" ifadesinde kastedilen mana nedir?

Cevap

Değerli Kardeşimiz;

Bediüzzaman Hazretleri'nin Risale-i Nur Külliyatında kullandığı "Ey dünyaperest arkadaşım!" ifadesi, dünya hayatını ve dünya nimetlerini aşırı derecede seven, dünya için yaratılmış gibi yaşayan insanlara hitaben yapılmış bir uyarıdır. Bu ifade, insana, asıl yaratılış maksadını unutmaması gerektiğini, dünyanın fani olduğunu ve ahiret yurdunun ebedî olduğunu hatırlatmak amacı taşır.

Bu zamanın en büyük hastalığı sekülerleşme ve dünyevileşmedir. Yani dünya hayatını ahiret hayatına tercih etme hastalığıdır. Allah'a ve ahirete iman zayıfladığı için, insanlar dünya hayatına daha çok sarılmış, daha ziyade bağlanmış ve daha çok önemsemeye başlamıştır. Bu durumun genel ismine de dünyaperestlik deniliyor.

Üstad'ımız da “Ey dünyaperest arkadaşım!..” derken, bu gerçeğe ve bu umumi hastalığa işaret ediyor. Allahı ve ahireti unutup ahiret diye bir gerçek yokmuş gibi yaşamak, dünyaperestlik oluyor.

İnsanlığın genel ve tehlikeli bir hastalığı olan dünya sevgisi ve bağlılığına, Üstadımızın genel ikazları şu şekildedir:

"Ey dünyaperest insan! Çok geniş tasavvur ettiğin senin dünyan, dar bir kabir hükmündedir..."

"...Senin zamanın ve ömrün, berkten daha çabuk geçer; hayatın, çaydan daha süratli akar." (Lem’alar, 17. Lem'a, On Dördüncü Nota)

"Ey bîçareler! Bu dünya bir misafirhanedir. Her günde otuz bin şahid, cenazeleriyle 'El-mevtü hak' hükmünü imza ediyorlar ve o dâvâya şehadet ediyorlar." (Mektubat, 29. Mektup, Yedinci Kısım)

"Dünya madem fânidir. Hem madem ömür kısadır. Hem madem gayet lüzumlu vazifeler çoktur. Hem madem hayat-ı ebediye burada kazanılacaktır... Elbette en bahtiyar odur ki: Dünya için âhireti unutmasın, âhiretini dünyaya feda etmesin, hayat-ı ebediyesini hayat-ı dünyeviye için bozmasın, malayani şeylerle ömrünü telef etmesin; kendini misafir telakki edip misafirhane sahibinin emirlerine göre hareket etsin; selametle kabir kapısını açıp saadet-i ebediyeye girsin." (bk. age., 16. Mektup)

"Dünya bir misafirhanedir. İnsan ise onda az duracaktır ve vazifesi çok bir misafirdir ve kısa bir ömürde hayat-ı ebediyeye lazım olan levazımatı tedarik etmekle mükelleftir. En ehemm ve en elzem işler, takdim edilecektir." (Sözler, 20. Söz, İki Mühim Sual ve...)

“İnsan, yaşayış vaziyetince, bir dağdan kopup sel içine düşen veya yüksek bir apartmandan düşüp yuvarlanan bir şahıs gibidir. Evet hayat apartmanı yıkılıyor. Ömür tayyaresi şimşek gibi geçiyor. Zaman da sel dolaplarını sür’atle çalıştırıyor.” (Mesnevi-i Nuriye, Zeylü'l-Hubab)

"Zira dünya durmuyor, gidiyor. İnsan da beraber gidiyor. Sen de yolcusun... Maahaza, ebedî ömrün önündedir. O ömr-ü bâkide göreceğin rahat ve lezzet, ancak bu fâni ömürde sa’y ve çalışmalarına bağlıdır. Senin o ömr-ü bâkiden hiç haberin yok. Ölüm sekeratı uyandırmadan evvel uyan!" (bk. age., Habbe)

"Sen burada misafirsin ve buradan da diğer bir yere gideceksin. Misafir olan kimse, beraberce götüremediği bir şeye kalbini bağlamaz. Bu menzilden ayrıldığın gibi, bu şehirden de çıkacaksın. Ve keza bu fâni dünyadan da çıkacaksın. Öyle ise, aziz olarak çıkmaya çalış. Vücudunu Mûcidine feda et." (bk. age., a.y.)

"Bu dünya ebedî kalmak için yaratılmış bir menzil değildir. Ancak Cenâb-ı Hakk’ın ebedî ve sermedî olan “Dâr-üs selâm” menziline dâvetlisi olan mahlûkatın içtimaları için bir han ve bir bekleme salonudur. Bu dünya menzilinde görünen leziz şeyler, lezzet ve zevk için değildir." (bk. age., Lasiyyemalar.)

Bu hitapta, dünyayı ebedî bir vatan gibi gören insana şu mesaj verilir:

  • Dünya, insan için "bir misafirhane" ve "bir tarla"dır. Kalıcı bir mekân değildir. İnsan buraya ahiret için çalışmak, Allah’ın rızasını kazanmak ve ebedî saadete ulaşmak için gönderilmiştir.
  • Dünyanın nimetleri ne kadar güzel olursa olsun, fânidir. İnsan, fani olan bu nimetlere tapınmak yerine, bunları Allah’ın nimetlerinin bir tecellisi olarak görmeli ve ahiret için sermaye olarak kullanmalıdır.
  • Dünya, sadece bir imtihan yeridir. Burada ebedî kalmayacağız.
  • Ahiret hayatı için çalışmak ve dünya hayatını da ona göre şekillendirmek gerekir.
  • Eğer insan yalnızca dünya için yaşarsa, yaratılış amacından sapar, huzur ve saadeti bulamaz.

Üstad, bu ifadeyle dünya hayatının aldatıcılığına ve insanın bu aldanıştan kurtulması gerektiğine dikkat çekiyor.

Üstad bu gibi cümlelerle, insanın dünya sevgisinde aşırıya kaçmasının ruhsal ve ahlaki zararlarına dikkat çeker. Dünya geçicidir; ahiret ise ebedîdir. İnsan, dünyayı ebedî zannederek ona "perestiş" (taparcasına sevgi) ederse, hem dünya hem de ahiret hayatında büyük kayıplara uğrar. Risale-i Nur’un temel mesajlarından biri de, dünya ile ahiret arasında doğru bir denge kurmaktır. "Dünyaperestlik", bu dengeyi bozan bir hastalıktır.

Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü

Okunma sayısı : 230
Sayfayı Word veya Pdf indir
Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Yükleniyor...