Dokuzuncu Mesele
İçerikler
-
"Çünkü, her bir rükn-ü imanî, kendini ispat eden hüccetleriyle, sair erkân-ı imaniyeyi ispat eder. Her biri her birisine gayet kuvvetli bir hüccet-i âzam olur." Bu cümleleri izah eder misiniz? İman esaslarının her biri diğerine nasıl delil oluyor?
-
"İman, altı rüknünden çıkan öyle bir vahdânî hakikattir ki, tefrik kabul etmez. Ve öyle bir küllîdir ki, tecezzî kaldırmaz. Ve öyle bir külldür ki, kabil-i inkısam olmazlar." İzah eder misiniz?
-
"Öyle ise, bütün erkânı bütün delilleriyle sarsmayan bir fikr-i bâtıl, hakikat nazarında bir tek rüknü, belki bir hakikati iptal edip inkâr edemez..." İzah eder misiniz?
-
On Birinci Şua, Dokuzuncu Mesele'deki dehşetli sualin, birinci ve ikinci şıkkı aynı gibi görünüyor, fark var mı acaba?
-
"Hem nasıl iman-ı billâh âhiretsiz olmaz ... Kitab-ı kebîrin mânâlarını ders verecek üstadları ve o Kur'ân-ı Samedânînin âyetlerini tefsir edecek müfessirleri elçi olarak göndermesin?.." İzah eder misiniz?
-
İman ve Kur'an hakikatleri aynı mı ayrı mı, örnek vererek izah eder misiniz? Nasıl bir tasnif yapılabilir?
-
"Bin üç yüz sene zarfında nev-i beşerin kemiyeten beşten birisini ve keyfiyeten ve insaniyeten yarısını arkasına alıp..." Keyfiyeten ve insaniyeten yarısını arkasına almak ne demektir?
-
"Hem hiç imkân var mı ki, bu kâinatın Sanii, mahlukatını yüz bin dillerle birbiriyle konuştursun ve onların konuşmalarını işitsin ve bilsin ve kendisi konuşmasın? Haşa!" Mahlukatın konuşmasının, Allah'ın da konuşmasına olan lüzumunu izahı nasıldır?
-
"Hem hiçbir cihet-i imkânı var mı ve hiç akıl kabul eder mi ki, bütün masnuatıyla kendini tanıttırana ve sevdirene ve teşekküratı fiilen ve halen isteyene mukabil..." Devamıyla izah eder misiniz?
-
"Nev-i beşerin keyfiyeten kısm-ı azamını kanunlarıyla idare eden" ifadesini izah eder misiniz?
-
"Risale-i Nur’da kırk vech-i i’cazı ispat edilen ve kırk taife ve tabaka-i nâsa ve her tabakaya karşı bir nevi i’câzını gösterdiği..." ifadesinden ne anlamalıyız?
-
"Saltanat-ı rububiyetini en büyük memleketinde hademesiz, haşmetsiz, memursuz, elçisiz, yâversiz, nâzırsız, seyircisiz, âbidsiz, raiyetsiz bıraksın?" Buradaki "hademesiz ve haşmetsiz" konusunu açar mısınız?
-
"Bütün peygamberler (aleyhimüsselâm), bütün dâvâları beş altı esas üzerine dönüyor, mütemadiyen o esasları ders vermeye ve ispat etmeye çalışıyorlar." Bu beş altı esas nelerdir?
-
"Fiillerini kaydettirmesin ve seyyiat ve hasenatlarını kaderin levhalarında yazmasın?" Önceden yazılmış ise, yaşandıktan sonra meleklere tekrar yazdırılmasının hikmeti ne olabilir?
-
"Her ameli ve her hâdiseyi müteaddit fotoğraflarla alarak muhafaza" etmek ne demektir?
-
"O kuvvetli ve güneş gibi zâhir o hayatı inkâr edemeyen, bir tek muttasıl yaprağın hayatını inkâr edemez." cümlesini izah eder misiniz?
-
"Rububiyetin en ehemmiyetli esası olan adalet, hikmet ve rahmet..." Neden sadece bu üç esma zikrediliyor, diğer esaslar nelerdir?
-
"Bir Müslümanın imanı o kadar kuvvetli ve sarsılmaz hadsiz hüccetlere dayanıyor ki, inkârda hiçbir özür kalmıyor, âdeta akıl kabulde mecbur oluyor." İzah eder misiniz?
-
"Bu risale altı işaret ve her biri beş nükte, toplam otuz altı nüktede beyan edilecektir." diyor, halbuki sonucun otuz olması lazım, bu nasıl oluyor?
-
"Müslüman bir hakikat-ı imaniyeyi inkâr etse, küfr-ü mutlaka düşer... Muhammed Aleyhissalâtü Vesselâmı tanımayan, tasdik etmeyen bir Müslüman, Allah’ı da sıfâtıyla daha tanımaz." Hristiyan Allah'ı tanısa ehl-i necat mı? Efendimizi tanımayan Müslüman mı!..