Ahmet ÇOLAK (Dr.)
Sitedeki Yazıları
"On Asıl’ın on dairesi seni inkardan vazgeçirir. 'Hakiki bir kusur varsa bize aittir.' derler." Nasıl şikâyetçiyi inkârdan vazgeçiriyor ve kusurunu itiraf ettiriyor?
Bediüzzaman, "Hristiyanları kurtarmak ve cennete sokmak istiyor." iddiasına cevap verir misiniz?
Bediüzzaman, "Muhammedsiz Müslümanlık telkin ediyor. Aslında Hristiyanlığa revaç vermek istiyor." iddiasına cevap verir misiniz?
Peygamberler, mucizeler, imani meselelerin tamamı açık ve net oldukları hâlde, Birinci Asıl'da perdeli olmasını nasıl anlamalıyız? Perdeden maksat; insanların tarz-ı telakkileri mi, yoksa hakikatlerin anlaşılmasının zorluk ve müşkülatlı olması mı?
"Ey insafsız ve dikkatsiz ve imanı zayıf, felsefesi kavi, hodbin, münekkit adam! Şu on asılı nazara al." On iki asıl bitmeden Onuncu Asıl'da Üçüncü Dal'ın sualinin hallolduğu ifade ediliyor. Diğer iki asıl, farklı bir mana ve muhteva mı taşımaktadır?
"Âlem-i küfrün en kesafetlisi olan şimalde tabiiyyunun fikr-i küfrisinden süzülen bir cereyan-ı azîmin başına geçecek..." Önceki asırlarda Müslümanlar, nasıl bir vukuatla karşılaşmışlar ki kendilerini kıyametin dehşetinden titreyip muhafazaya çalışmışlar?
Asr-ı saadetin dahi kıyametten korkmasını nasıl anlamalıyız? O zaman da kendilerine yakın hissettikleri kıyametin bir iki delil ve bürhanı var mıdır?
Asrımızı alakadar eden Ye'cüc ve Me'cüc meselesini tafsilatlı olarak izah eder misiniz?
Kur’an-ı Kerim'de geçen “kıyamet yakındır” hükmü gibi, diğer kütüb-ü münzelede ve suhuf-u semaviyede buna mümasil ayetler mevcut mudur?
Kur'an'daki “kıyamet yakındır” hükmüne, alemin kıyameti nokta-i nazarından bakılsa yüzlerce yıl geçmesi yakınlığına halel vermez. Ancak her asırda gelenler bu hükmün kendilerine de yakın olduğunu nasıl anlayabilmişlerdir?
Kıyamet muğayyebatı hamseden sayılıyor; diğer dördü nedir? Madem muğayyebatı hamsedendir, Muazzez Üstadımızın kıyametle alakalı tespitlerini nasıl anlamalıyız?
"Mesail-i imaniyeden bir kısmın netaici, şu mukayyet ve dar âleme bakar. Diğer bir kısmı, geniş ve mutlak olan âlem-i ahirete bakar." Misal verir misiniz?
Amellerin sevap ve faziletine dair bazı hadis-i şeriflerin terğib ve terhib makamında olduğu ifade edilmektedir. Ancak Muhakemat’ta bu terğib ve terhibde ileri giden hikmetsiz vaizler tenkit edilmektedir. Buradaki farklılığı nasıl anlamalıyız?
"Hem mesela, insafsız ehl-i ilhadın mübalağa zannettikleri hatta muhal bir mübalağa ve mücazefe tevehhüm ettikleri biri de amellerin sevabına dair ve bazı surelerin faziletleri hakkında gelen rivayetlerdir." İzah eder misiniz?
"Ekser taife-i mahlukatta olduğu gibi, ef’al ve a’mâl-i beşeriyede bazı harika fertler" ile ilgili misaller verir misiniz?
"Dünyanın, Cenab-ı Hakk'ın yanında bir sinek kanadı kadar kıymeti olsaydı, kâfirler bir yudum suyu ondan içmeyecek idiler." Bu hadisin izahını yapar mısınız?
"İki rekat namazın falan vakitte kılınması bir hac kadardır." misalini, sevap ve fazilet açısından mı hac farizasının ifası açısından mı değerlendirmeliyiz?
"Mesela... مَنْ قَرَاَ هٰذَا اُعْطِىَ لَهُ مِثْلُ ثَوَابِ مُوسٰى وَهَارُونَ" Buradaki Arabi ibarelerin mealleri nedir?
Bazıları evrad, ezkâr ve hizmetlerinde iltifat, hürmet ve alaka bekliyor. Bu hatanın tashihi konusunda ne dersiniz?
"Nasıl Kur’an-ı Hakîmin müteşabihatı var; tevile muhtaçtır veyahut mutlak teslim istiyor. Ehadisin de Kur’an’ın müteşabihatı gibi, müşkülatı vardır." İzah eder misiniz?
Hüşyar olanın, yatmış olanın rüyasını tabir etmesi, uykuda olanın konuşanların sözlerini işitmesi sadedinde misaller veriliyor. Bu asılda geçen ayet ile hadisin manasını ve izahını ve konuyla irtibatını izah eder misiniz?
Mesailerinde doğrudan iman hizmetinde yoğunlaşan kimseler yanında, maddi imkân ve servet sahibi olmak için yoğunlaşan insanlar da vardır. Bazen bu iki cenah arasında tarafgirlik meydana gelebiliyor. Konuya nasıl yaklaşmamız lazım?
Hadis-i şerifler ile ayetlerin "tefsiri, tevili, tabiri" ifadelerinden ne anlaşılmalıdır?
Cenab-ı Hakk’ın çok mühim şeyleri kesretli eşya içerisinde saklaması sekizinci asılda nazara verilen misaller için midir? Bu manada başka şeyler var mıdır, birkaç misal verebilir misiniz?
Şu insan-ı ekber olan dünyanın eceli taayyün etmemiş midir? Nasıl bir müphemiyet var ki her asır kendisini kıyamete yakın hissetmiştir. Bununla alakalı birkaç misal verebilir misiniz?
Sahabelerin, kıyameti kendilerine yakın telakki etmelerinin hikmetini, Üstadımız "Kıyameti bekleyiniz, intizar ediniz. " hadis-i şerifinin bir "illet cephesi" bir de "hikmet-i ibham cephesi"ni nazara veriyor, izah eder misiniz?
Tabiin zamanında; ahir zamanın alametlerinden olan mehdi, süfyan gibi eşhası bekleme emeli hatta bazı ehl-i velayetin "Onlar geçmiş." demeleri çok garip gelmiyor mu?
Her asrın mehdi manasına veya süfyan, deccal mana muhtevasına muhtaç olması, nasıl bir "ümitle yeis dengesi" oluşturmaktadır?
"Ehadisi tefsir edenler, metn-i ehadisi tefsirlerine ve istinbatlarına tatbik etmişler." Yanlış anlaşılabilen nakillere ışık tutan bu hakikati, devamıyla, tafsilatlı izah eder misiniz?
"İki rekât namazın falan vakitte kılınması bir hac kadardır." Bu gibi teşviklerin vukuunun bilfiil daimi ve külli olmamasını kabulün şartlarına bağlandığını görüyoruz. Bu ne demektir?
"Gıybet, katl gibidir." Gıybetin katl gibi olmasına dair, vukuattan bir misal verebilir misiniz?
Kıyamet alametlerinden ve ahir zaman vukuatından ve bazı amellerin fazilet ve sevaplarından bahseden ehadis-i şerifenin, güzelce anlaşılamamalarının sebepleri nelerdir?
"Yalnız 'On İki Asıl'ı beyan ederiz." Bu On İki Asıl, sair kitaplarda da geçmiş bir tasnif midir, yoksa Üstad’ımızın bu mesele ile alakalı kendi istihracı mıdır?
Üçüncü Dal, İkinci Asıl'ı anlayabilmemiz için; her bir cümlesini bir delil ve burhan manasında misalle izah eder misiniz?
Beni İsrail'den ve Yahudilerin İslamiyete girmesi ile onların bazı yanlış telakki ve düşüncelerinin Müslüman olması ve İslam'ın malı olarak tevehhüm edilmesini nasıl anlamalıyız?
Dördüncü Asıl'da nazara verilen; bazı ravilerin istimbatları ve nakilleri, nasıl hadisin aslı olarak telakki edilebilir? Örnekler vererek bu Dördüncü Aslı biraz daha açabilir misiniz?
Beşinci Asıl'daki ibarelerin tamamı neye dayanmaktadır ve tefsirleri ne olabilir? "Muhaddisin-i muhaddesun" ne manaya gelmektedir, bu gruptaki zevatın ihbarı nasıl hilaf-ı hakikat çıkabilir?
Altıncı Asıl'da nazara verilen meseleler, bazı yerlerde tekraren zikredilmektedir. Burayı daha iyi anlayabilmemiz için bir iki misalle izahını istirham ediyoruz?
Yedinci Asıl'da nazara verilen teşbihlerle işin mantığını anlayabiliyoruz. Ancak bu Yedinci Asıl ile Üçüncü Dal’a konu teşkil eden sualin münasebetini nasıl kurabiliriz?