Dokuzuncu Kısım
İçerikler
-
"Bilin ki, Allah dostları için ne bir korku vardır, ne de onlar mahzun olurlar." ayetinin Telvihat-ı Tis'a'ya serlevha olmasının hikmeti ne olabilir?
-
"Tarikatin gaye-i maksadı, marifet ve inkişaf-ı hakaik-i imaniye olarak, Mi’rac-ı Ahmedînin (a.s.m.) gölgesi..." İzah eder misiniz? Şialardan ehl-i velayet ve büyük tarikatlar var mı?
-
"Mi’rac-ı Ahmedînin (a.s.m.) gölgesinde ve sâyesi altında kalb ayağıyla bir seyr ü sülûk-i ruhanî neticesinde, zevkî, hâlî ve bir derece şuhudî..." İzah eder misiniz?
-
"Ulvi bir sırr-ı insanî" ifadesini izah eder misiniz?
-
"Evet, şu kâinatta insan bir fihriste-i câmia olduğundan, insanın kalbi binler âlemin harita-i mâneviyesi hükmündedir." cümlesini devamıyla izah eder misiniz?
-
"İnsanın kafasındaki dimağı, hadsiz telsiz telgraf ve telefonların santral denilen merkezi misillü, kâinatın bir nevi merkez-i manevisi olduğunu gösteren hadsiz fünun ve ulûm-u beşeriye olduğu gibi,.." İzah eder misiniz?
-
"Elbette ve herhâlde, o kalbin Fâtırı, o kalbi işlettirmesini ve bilkuvve tavırdan bilfiil vaziyetine çıkarmasını ve inkişafını ve hareketini irade etmiş ki, öyle yapmış;.." cümlesini açıklar mısınız? Cevşenin buradaki yeri nedir?
-
"Elbette o kalb dahi akıl gibi işleyecek. Ve kalbi işlettirmek için en büyük vasıta, velâyet merâtibinde zikr-i İlâhî ile tarikat yolunda..." kalbi işlettirmek için en büyük vasıta tarikat mı; Risale-i Nur üstün değil mi?
-
"İnsanların yüzde sekseni dağlarda insanlardan uzak yaşaması" nasıl oluyor ve "insanların cemaatlerinden gelen ünsiyet" ne demektir?
-
"Evet, nasıl ki velâyet ve tarikat, risalet ve şeriatın hücceti ve delilidir; öyle de İslâmiyetin bir sırr-ı kemâli ve medar-ı envârı ve insaniyetin, İslâmiyet sırrıyla bir maden-i terakkiyâtı ve bir menba-ı tefeyyüzâtıdır." cümlesini izah eder misiniz?
-
"Tarikat, yani Sünnet-i Seniyye dairesinde tarikatin hasenâtı seyyiâtına kat’iyen müreccah olduğuna delil, ehl-i tarikat, ehl-i dalâletin hücumu zamanında imanlarını muhafaza etmesidir." Bu durum imanını koruyan herkes için geçerli midir?
-
"Tarikatte hissesi olmayan ve kalbi harekete gelmeyen, bir muhakkik âlim zat da olsa, şimdiki zındıkların desiselerine karşı kendini tam muhafaza etmesi müşkülleşmiştir." cümlesini izah eder misiniz?
-
"Üç mühim ve sarsılmaz kal’a-i İslâmiyeden bir kalesidir." Biri tekkeler, deniyor öteki iki kale hangileridir?
-
"Merkez-i hilâfet olan İstanbul'u beş yüz elli sene bütün âlem-i Hıristiyaniyenin karşısında muhafaza ettiren, İstanbul'da beş yüz yerde fışkıran envâr-ı tevhid..." İzah eder misiniz?
-
"İşte, ey akılsız hamiyetfuruşlar ve sahtekâr milliyetperverler! Tarikatin, hayat‑ı içtimaiyenizde bu hasenesini çürütecek hangi seyyiatlardır, söyleyiniz." İzah eder misiniz?
-
"Meslek-i velâyet çok kolay olmakla beraber çok müşkülâtlıdır; çok kısa olmakla beraber çok uzundur; çok kıymettar olmakla beraber çok hatarlıdır; çok geniş olmakla beraber çok dardır." Bu zıtlıkları izah eder misiniz?
-
"Mazhariyet-i esmâdan ibaret olan merâtib-i velâyet dahi öyle mütefavittir." cümlesini izah eder misiniz?
-
"Mehdi vazifesinin hususiyeti bulunduğu ve Kutb-u Âzama has bir nisbeti göründüğü ve Hazret-i Hızır'ın bir münasebet-i hassası olduğu gibi..." Hz. Mehdi'nin Hz. Hızır ile görüştüğü ve ondan ders aldığı söylenebilir mi?
-
"O makama ve o makamın cüz’î bir nümunesine veya bir gölgesine girenler, kendilerini o makamla has münasebettar meşhur zatlar zannediyorlar. Kendini Hızır telâkki eder veya Mehdî itikad eder veya Kutb-u Âzam tahayyül eder..." İzah eder misiniz?
-
"Nefis ne kadar mağrur da olsa, kendisi, kendi kusurunu derk eder." ile "Nefsini ittiham eden, kusurunu görür." cümlesi zıt değil mi?
-
"Bal arısının ve hayvanatın ilhamatından tut, ta avam-ı nâsın ve havass-ı beşeriyenin ilhamatına kadar ve avam-ı melaikenin ilhamatından, ta havass-ı kerrûbiyyunun ilhamatına kadar bütün ilhamat, bir nevi kelimat-ı Rabbaniyedir." İzah eder misiniz?
-
"Ayinede görünen güneşin misalleri güneşindir ve onunla münasebettardır denilse haktır; fakat o güneşçiklerin ayinesine küre-i arz takılmaz." İzah eder misiniz?
-
"Erkân-ı imaniye altıdır. İman-ı billâhtan başka, iman-ı bi’l-yevmi’l-âhir gibi rükünler var. Bu rükünler ise, mümkinatın vücutlarını ister..." İzah eder misiniz?
-
"O meşrep sahibi, âlem-i istiğrak ve sekirden âlem-i sahve girdiği vakit, o meşrebi beraber almamak gerektir ve o meşrebin muktezasıyla amel etmemek lâzımdır. Hem, kalbî ve hâlî ve zevkî olan bu meşrebi, aklî ve kavlî ve ilmî sureti..." İzah eder misiniz?
-
"O zevk için ona girenler, ondan çıkmak istemiyorlar; hodgâmlıkla, en yüksek mertebe zannediyorlar." Vahdet-i Vücud dairesindeki evliyaya “hodgâm” denilmesi uygun mu, izah eder misiniz?
-
"Şu asırda maddiyyunluk fikri o derece istilâ etmiş ki, maddiyatı her şeye merci biliyorlar. Böyle bir asırda, has ehl-i iman, maddiyatı idam eder derecesinde ehemmiyetsiz gördüklerinden, vahdetü'l-vücud meşrebi,.." geçtiği yer ile izah eder misiniz?
-
"Velâyet yolları içinde en güzeli, en müstakimi, en parlağı, en zengini, sünnet-i seniyyeye ittibâdır." İzah eder misiniz?
-
"O düşünmek ise, Cenâb-ı Hakkı hatıra getiriyor. O hatıra, bir nevi huzur veriyor. O halde, mütemadiyen ömür dakikaları huzur içinde bir ibadet hükmüne getirilebilir." Huzur ile izah eder misiniz?
-
"Velâyet yollarının ve tarikat şubelerinin en mühim esası, ihlâstır. Çünkü ihlâs ile hafî şirklerden halâs olur." Bu ifadeleri izah eder misiniz?
-
"Umum meratib-i velayette marifetullahtan gelen muhabbet, en mühim maya ve iksirdir." İzah eder misiniz?
-
"Ubudiyetin sırrı olan niyazdan, mahviyetten, naza ve dâvâya atlar, mizansız hareket eder. Mâsivâ-yı İlâhiyeye teveccühü hengâmında mânâ-yı harfîden mânâ-yı ismîye geçmesiyle, tiryak iken zehir olur..." İzah eder misiniz?
-
"Şeriat, doğrudan doğruya, gölgesiz, perdesiz, sırr-ı ehadiyet ile rububiyet-i mutlaka noktasında, hitab-ı İlâhînin neticesidir..." Birinci Nükte'yi açıklayabilir misiniz?
-
"Hakaik-i şeriata yetişmek için, tarîkat ve hakikat meslekleri, vesile ve hâdim ve basamaklar hükmündedir." Burada ifade edilen, "tarikat ve hakikat meslekleri" nelerdir?
-
"Avâm-ı nâsa göre zâhir-i şeriatı hakikat-i şeriat zannedip, havassa münkeşif olan şeriatın mertebesine hakikat ve tarikat namı vermek yanlıştır." İzah eder misiniz?
-
"Tarîkat ve hakikat, vesilelikten çıkmamak gerektir. Eğer maksud-u bizzât hükmüne geçseler; o vakit şeriatın muhkematı ve ameliyatı ve Sünnet-i Seniyeye ittiba’, resmî hükmünde kalır; kalb öteki tarafa müteveccih olur." ifadesini izah eder misiniz?
-
"Âdâb-ı tarikat ve evrâd-ı tasavvuf, o ferâizin içindeki hakikî zevke medar-ı teselli olmalı, menşe olmamalı." İzah eder misiniz?
-
"Bazı evliya-yı kâmilîn, şeriat kılıcıyla idam edilmişler." cümlesini izah eder misiniz?
-
"Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâmın caddesinden hariç ve onun arkasından gitmeyen, muhaldir ki, hakikî envâr-ı hakikate vasıl olabilsin." cümlesini izah eder misiniz?
-
"Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm Hâtemü’l-Enbiyadır ve umum nev-i beşer namına muhatab-ı İlâhîdir. Elbette, nev-i beşer onun caddesi haricinde gidemez..." İzah eder misiniz?
-
"İnsanda bazı letaif var ki, teklif altına giremez; o latîfe hâkim olduğu vakit, tekâlif-i şer´iyeye muhalefetiyle mes’ul tutulmaz..." Bu latîfeler hakkında bilgi verir misiniz?
-
"Ahkâmı yapmasa da ahkâmı hak bilmek gerektir." İzah eder misiniz? Ahkâmdan kasıt farzlar mı sünnetler mi?
-
"Mu’tezile mezhebinde Zemahşerî gibi, itizalde en mutaassıp bir fert olduğu halde,.." Zemahşerî ve diğer Mu’tezile imamları arasındaki farkı izah edebilir misiniz?
-
"İfratla tarikat taassubu taşıyanların bir kısmı, âdâb ve evrâd-ı tarikati Sünnet-i Seniyyeye tercih etmekle sünnete muhalefet edip, sünneti terk eder, fakat virdini bırakmaz. O suretle âdâb-ı şer’iyeye bir lâkaytlık vaziyeti gelir,.." İzah eder misiniz?
-
"Müfrit bir kısım ehl-i tasavvuf, ilhamı vahiy gibi zanneder ve ilhamı vahiy nev’inden telâkki eder, vartaya düşer." Bu müfrit ehl-i tasavvuf kimlerdir?
-
"Makamât-ı enbiya ve eâzım-ı evliyanın makamâtının bazı gölgeleri ve zılleri var. Ehl-i sülûk onlara girer, kendini o evliya-yı azîmeden daha azîm görür, belki enbiyadan ileri..." Mesela çavuş general olmadığını biliyor, nasıl öyle zanneder?
-
"Ubudiyetin ise sırr-ı esası; niyaz, şükür, tazarru', huşu', acz, fakr, halktan istiğna cihetiyle o hakikatın kemaline mazhar olur." Hassaten "istiğna" ile açıklar mısınız?
-
"Hakaik-i imaniyenin inkişafı" ne demektir, iman hakikatlerinin inkişaf etmesini açar mısınız?
-
Tarikate bağlanmanın faydası var mı?