Hutbe-i Şamiye
İçerikler
-
Hutbe-i Şamiye hakkında bilgi verir misiniz? Külliyat'ta neden görünmüyor?
-
"Şam ulemasının ısrarı üzerine Câmi-i Emevîde irad ettiği bir hutbedir." Hutbeden sonra namazı Üstadımız mı kıldırmış?
-
"Câmi-i Emevîde irad ettiği bir hutbedir." Hutbe-i Şâmiye ile ilgili Suriye kaynaklarında bir malumat var mıdır?
-
"Çok büyük bir ehemmiyeti haiz olması hasebiyle, o zaman Şam’da bir hafta içinde iki defa tab edilmiştir." Hutbe-i Şâmiye'nin o zamanki tesiri nasıl olmuş ki, iki defa basılmış?
-
"Kırk sene evvel Şam'daki Cami-i Emevîde..." Hutbe-i Şâmiye'nin Mukaddemesi, hutbeden önce mi yazılmış? Bilgi verir misiniz?
-
"Kur’ân-ı Hakîmin sırr-ı i’câzıyla hakikî bir tefsiri olan Risale-i Nur, ..." ifadesini nasıl anlamalıyız?
-
"Sefahet ehlini ve dalâlete düşenleri o cihetle, aklı başında olanlarını kurtarıyor." cümlesini izah eder misiniz?
-
"Âkıbeti görmeyen, bir dirhem hazır lezzeti ileride bir batman lezzetlere tercih eden hissiyat-ı insaniye akıl ve fikre galebe ettiğinden, ehl-i sefaheti sefahetten kurtarmanın çare-i yegânesi, aynı lezzetinde elemi gösterip hissini mağlûp etmektir."İzah?
-
"Bu zamandaki küfr-ü mutlakın ve fenden gelen dalaletin ve sefahatteki tiryakiliğin inadı karşısında..." Buradaki tiryakiliği nasıl anlamalıyız?
-
"Seyyiattan vazgeçirmek yolu ile ondan, belki de yirmiden birisi ders alabilir." Madem bu kadar etkileyici değil; neden Kur'an sürekli cehennemle dehşetli bir şekilde tehdit ediyor? Bu Kur'ani yöntemi Risale-i Nur neden pek uygulamıyor?
-
"Kalbi, ruhu hissiyatına mağlûp olur." Hissiyata mağlup olmamak için neler yapılabilir?
-
"Risale-i Nur ekser muvazeneleriyle küfür ve dalâletin dünyadaki elîm ve ürkütücü neticelerini göstermekle,.. Aklı başında olanları tövbeye sevkeder." Dalalet ehline “aklı başında” ifadesi nasıl tatbik edilir?
-
"Birden iman bana bir gözlük verdi, gördüm ki: Rahîm ismi şefkat burcunda tulû' etti." Medyada açlık ve susuzluktan bitap düşmüş, hatta ölen hayvanları görüyoruz. Burayı nasıl anlayabiliriz?
-
"Kainatı ihata eden tasavvurat ve efkarları ve ebedi bekayı ve saadet-i ebediyeyi ve cenneti gayet ciddi isteyen himmetleri ve fıtri istidadları ve fıtri had konulmayan, serbest bırakılan kuvveleri ve ..." Devamıyla açıklar mısınız?
-
"Hâlık-ı Arz ve Semâvâtın Kâdir, Alîm, Rab, Allah ve Rabbü's-Semâvâti ve'l-Ard ve Müsahhirü'ş-Şemsi ve'l-Kamer isimleri, rahmet, azamet, rububiyet burçlarında güneş gibi tulû ettiler." cümlesini izah eder misiniz?
-
"İslâmiyet ve insaniyet midesiyle ve imanın tecelliyat ve cilveleriyle, mânevî bir cennet lezzetleri tadabilir, belki derece-i imanlarına göre istifade edebilirler." cümlesini izah eder misiniz?
-
"Ehli hidayete dahi gaflet basıyor, hakiki lezzetini tam takdir edemiyor." Gafletin nedenleri neler olabilir?
-
"Eski zamanda bir memlekette bir kafir-i mutlak yerine, şimdi bir kasabada yüz tane bulunabilir." Said Nursi bu hükmü neye binaen verebilmektedir?
-
"Ehl-i imanı birbirine bağlayan nurani rabıtaları bilmemek." Bu rabıtalar neler olabilir, izah eder misiniz?
-
"Çeşit çeşit sarî hastalıklar gibi intişar eden istibdat." İstibdat hastalığı hakkında bilgi verir misiniz?
-
"Bu altı dehşetli hastalığın ilâcını da bir tıp fakültesi hükmünde, hayat-ı içtimaiyemize, eczahane-i Kurâniyeden ders aldığım altı kelime..." İzah eder misiniz, altı hastalık ve ilacı olan altı kelimeyi nasıl eşleştireceğiz?
-
"...alem-i İslamiyenin saadet-i dünyeviyesi ... ve bilhassa terakkisi ONLARIN intibahıyla olan Arabın saadetinin fecr-i sadıkının emareleri inkişafa başlıyor." ifadesinde geçen "onların" ifadesi kim için kullanılmıştır?
-
"Bu dâvâma çok burhanlardan ders almışım. Şimdi o burhanlardan mukaddematlı bir buçuk burhanı zikredeceğim." Burada neden “yarı burhan” deniliyor, izah eder misiniz?
-
"Rus’u mağlûp eden Japon Başkumandanının İslâmiyetin hakkaniyetine şehadeti...'' Japon başkumandanın ismi ne? Bu kumandan ile ahir zamanla ilgili sorular soran kumandan aynı kişi mi?
-
"İsveç, Norveç, Finlandiya gibi küçük devletleri Kur'anı mekteblerinde ders vermek ve kabul etmek..." Mekteplerinde böyle dersler konulmuş ise, şu an Avrupa'daki dalalet ve İslam karşıtlığı neden hüküm sürüyor?
-
"Küre-i Arz’ın şimdiki en büyük devleti Amerika’nın bütün kuvvetiyle din hakikatlerine taraftar çıkması ve İslamiyetle Asya ve Afrika’nın saadet ve sükünet ve müsalaha bulacağına..." ifadesini yorumlar mısınız?
-
"Hem nev-i beşer, hususen medeniyet fenlerinin ikazatıyla uyanmış." cümlesini açıklar mısınız?
-
"Beşer bu asırda harplerin ve fenlerin ve dehşetli hadiselerin ikazatıyla uyanmış." Buradaki "dehşetli hadiseler" neler olabilir?
-
"Bu dar fani dünya, insanın nihayetsiz emel ve arzularına kafi gelmez." cümlesini izah eder misiniz?
-
"Şimdiki hal-i âlem bu hakikate şehadet eder. Kırk beş sene sonra, tamamıyla beşerin bu ihtiyac-ı şedîdini, dinsizliğin zuhuruyla küre-i arzın kıt'aları ve devletleri birer insan gibi hissetmeye başlamışlar." İzah eder misiniz?
-
"Başka dinlerin bazı efradları gibi ruhbanları taklit için burhanı bırakmıyoruz." cümlesini izah eder misiniz? Ruhbanlık ne demektir?
-
"O mümanaat edenler çekilmeye başlıyorlar. Kırk beş sene evvel o fecrin emâreleri göründü. Yetmiş birde fecr-i sâdıkı başladı veya başlayacak. Eğer bu fecr-i kâzip de olsa, otuz-kırk sene sonra fecr-i sâdık çıkacak." İzah eder misiniz?
-
"Fünun-u cedidenin bazı müspet mesaili, hakaik-i İslamiyenin zahirî manalarına muhalif ve muarız tevehhüm edilmesiyle, zaman-ı mazideki istilasına bir derece set çekmiş." İzah eder misiniz?
-
"Kur’ân-ı Kerîmin cümle ve kelimelerinde fennin eli yetişmediği yüksek hakikatleri izhar edip en muannid feylesofu da teslime mecbur ediyor. Meydandadır, isteyen bakabilir." İzah eder misiniz, Risaleler dışındaki telifatlardan örnek var mı?
-
"İnşaallah, yarım asır sonra onları darma dağın edecek." cümlesinde söz konusu tarihte ne olmuştur, izah eder misiniz?
-
"Alem-i İslam'ın şahsı manevisinin kalbinde gayet kuvvetli ve kırılmaz beş kuvvet içtima ve imtizac edip yerleşmiş." cümlesini ve bu beş kuvveti ayrı ayrı izah eder misiniz?
-
"Bazı enbiyalar gibi şark ve garpta en uzak sesleri işit, sûretleri gör." diye bahsettiği enbiyaların isimleri ve mucizeleri hakkında bilgi verir misiniz?
-
Hutbe-i Şâmiye'deki "Üçüncü Kuvvet"i izah eder misiniz?
-
"İzzet-i İslâmiyedir ki, i’lâ-yı kelimetullahı ilân ediyor. Ve bu zamanda i’lâ-yı kelimetullah, maddeten terakkiye mütevakkıf..." Buraya göre Nur talebelerine ne gibi vazifeler düşmektedir?
-
"Eski zamanda İslamiyet'in terakkisi, düşmanın taassubunu parçalamak ve inadını kırmak ve tecavüzatını def etmek, silah ile kılıç ile olmuş." Taassup fikri bir şey, kılıçla dağıtılabilir mi?
-
"Medeniyetin günahları iyiliklerine galebe edip seyyiatı hasenatına racih gelmekle, beşer iki harb-i umumi ile iki dehşetli tokat yiyip o günahkar medeniyeti zir-u zeber edip öyle bir kustu ki yeryüzünü kanla bulaştırdı." Açıklar mısınız?
-
"İnşallah istikbaldeki İslamiyet’in kuvvetiyle medeniyetin mehasini galebe edecek." Medeniyetin mehasini nelerdir; İslam'ın kuvveti galebe etmesinde nasıl bir rol oynayacaktır?
-
"Asya medeniyetinin galebesine kuvvetli bir medar, bir delil hükmündedir. Ve az vakitte galebe edecektir." İzah eder misiniz, “az vakit” ifadesini nasıl anlayabiliriz?
-
"Elbette beşerin zulüm ve hatasıyla başına çabuk bir kıyamet kopmazsa, istikbalde hak ve hakikat, alem-i İslam'da nevi beşerin eski hatiatına kefaret olacak bir saadeti dünyeviyyeyi de gösterecek inşallah." Alem-i İslam'ın eski hatiatından kasıt nedir?
-
"Bu kadar zulmî küfriyatlarıyla zemin yüzünü mülevves ve perişan ettikleri halde, cezasını görmeden ve kâinattaki maksud-u hakikîye mazhar olmadan dünyayı bırakıp ademe kaçamayacak, belki cehennem hapsine girecek." İzahı, maksud-u hakiki nedir?
-
"Küfründe ve dehşetli tahribatında devam edebilsin? Ve İslâmiyet aleyhinde bu halin devam etmesi hiç mümkün müdür?" Devam ediyor gibi, nasıl anlayabiliriz?
-
"Beşer hiçbir cihetle bütün enva'-ı kâinata muhalif olarak ve küçük kardeşleri olan sair taifelere zıd olarak kâinattaki nizama, küllî şerleriyle muhalefet edip nev'-i beşerde şerrin hayra galebe.." Küçük kardeşlerden kasıt nedir; sair taifeler kimlerdir?
-
"Ehemmiyetsiz, hırsızcasına ve dolayısıyla bu kâinat içine girmiş, karıştırmış." Beşerin hırsızcasına kâinat içine girmesi, insanın manen çaldığı şeyler, işlenen şerler nasıl hırsızlık olabilir?
-
"Ta beşer de sair kâinattaki kardeşlerine müsâvi olabilsin ve sırr-ı hikmet-i ezeliye nev-i beşerde dahi ‘takarrur etti’ denilebilsin." İzah eder misiniz?
-
"Hem o yeistir ki, kuvve-i mâneviyemizi kırmış. Az bir kuvvetle, imandan gelen kuvve-i mâneviye ile şarktan garba kadar istilâ ettiği halde, o kuvve-i mâneviye-i harika meyusiyetle kırıldığı için, zâlim ecnebîler dört yüz seneden beri..." Açıklar mısınız?
-
"Bir şey bütünüyle elde edilmezse, tamâmen de terk edilmez." hadisinin, insanı ümitsizlikten koruyacağı ifade ediliyor, bu nasıl olur?
-
"Hususan Arap gibi nev-i beşerde medar-ı iftihar yüksek seciyelerle mümtâz bir kavmin şe’ni olamaz..." Ülkemizde mütedeyyin insanlar bile Arapları pis, hırsız, bizi arkadan vurdu... diye sevmiyor? Asr-ı saadet’ten sonra faziletlerini koruyamadılar mı?
-
"Âlem-i İslâm milletleri Arabın metanetinden ders almışlar." Arabın metanetleri nelerdir?
-
"Sıdk, İslâmiyetin üss-ül esasıdır ve ulvî seciyelerinin rabıtasıdır ve hissiyat-ı ulviyesinin mizacıdır." cümlesini açıklar mısınız?
-
"Evet, sıdk ve doğruluk İslâmiyetin hayat-ı içtimaiyesinde ukde-i hayatiyesidir. Riyakârlık, fiilî bir nevi yalancılıktır. Dalkavukluk ve tasannu, alçakça bir yalancılıktır." İzah eder misiniz?
-
"Yalancılık ise, Sâni-i Zülcelâlin kudretine iftira etmektir." Bu cümleyi izah eder misiniz?
-
"Ey bu Cami-i Emevîdeki kardeşlerim ve kırk-elli sene sonra alem-i İslam mescid-i kebîrindeki dört yüz milyon ehl-i îman olan ihvanımız! Necat yalnız sıdkla, doğrulukla olur." Buradaki “dört yüz milyon”dan maksat nedir?
-
"Aynen öyle de maslahat dahi yalan söylemeye illet olamaz. Çünkü muayyen bir haddi yok; sû-i istimâle müsait bir bataklıktır. Hükm-ü fetvâ ona bina edilmez." ifadesini nasıl anlamalıyız?
-
"Öyleyse, اِمَّا الصِّدْقُ وَاِمَّا السُّكُوتُ Yani, yol ikidir, üç değildir. Ya doğru ya yalan ya sükût değildir." Savaşta düşmana esir düşen asker kendi birliğinin yeri sorulunca susacak mı yoksa doğruyu mu söyleyecek?
-
"Husumete en layık sıfat husumettir." İzah eder misiniz?
-
"Hayat-ı içtimaiye-i beşeriyeyi zîr ü zeber eden düşmanlık ve adavet, her şeyden ziyade nefrete ve adavete ve ondan çekilmeye müstahak ve çirkin ve muzır bir sıfattır." İzah eder misiniz?
-
"Husumet ve adavetin vakti bitti. İki harb-i umumî adavetin ne kadar fena ve tahrip edici ve dehşetli zulüm olduğunu gösterdi. İçinde hiçbir fayda olmadığı tezahür etti." İzah eder misiniz?
-
"Husumet ve adavetin vakti bitti." cümlesi ile "Eğer düşmanlık etmek istersen, kâfirler, zındıklar çoktur; onlara adâvet et." cümlesi arasında zahiren çelişki var gibi duruyor?
-
"Husumet ve adavetle, ehl-i imana karşı muhabbete vesile olan iman, İslamiyet ve cinsiyet gibi kuvvetli esbabı istihfaf etmektir, kıymetlerini tenzil etmektir." İzah eder misiniz?
-
"Yahut adâvet hakikatiyle kalbde bulunsa, o vakit muhabbet, mümaşat ve karışmamak, zahiren dost olmak suretine döner. Bu ise tecavüz etmeyen ehl-i dalâlete karşı olabilir." İzahı; "ehl-i dalalet" kimlerdir, namaz kılmayanlar mı?
-
"Evet, muhabbetin sebepleri, iman, İslâmiyet, cinsiyet ve insaniyet gibi nuranî, kuvvetli zincirler ve mânevî kal’alardır." cümlesini izah eder misiniz?
-
"Muhabbet, uhuvvet, sevmek, İslamiyet'in mizacıdır, rabıtasıdır." İzah eder misiniz?
-
"Nasıl ki bir aşiretin bir ferdi bir cinayet işlese, o aşiretin bütün efradı, o aşiretin düşmanı olan başka aşiretin nazarında müttehem olur. Güya her bir fert o cinayeti işlemiş gibi, o düşman aşiret onlara düşman olur." Açıklar mısınız?
-
"Bu zamanda, hususan kırk-elli sene sonra seyyie, fenalık işleyenin üstünde kalmaz. Belki milyonlar nüfus-u İslâmiyenin hukuklarına tecavüz olur." Örnek vererek izah eder misiniz?
-
"İslâmiyetin kudsiyetine temas eden iyilik, yalnız işleyene münhasır kalmaz. Belki o hasene, milyonlar ehl-i imana manen fayda verebilir." İzah eder misiniz?
-
"Arap taifeleri, Cemahir-i Müttefika-i Amerika gibi en ulvi bir vaziyete girmeye, esarette kalan hâkimiyet-i İslamiyeyi eski zaman gibi küre-i arzın nısfında, belki ekserisinde tesisine muvaffak olmanızı..." İzah eder misiniz?
-
"İttihad-ı İslâmın tam zamanı gelmeye başlıyor. Birbirinizin şahsî kusurlarına bakmamak gerektir." İzah eder misiniz?
-
"Bir adamın kıymeti himmeti nispetindedir. Kimin himmeti milleti ise, o kimse tek başıyla küçük bir millettir." İzah eder misiniz, buradaki "millet" sözcüğü hangi anlamda kullanılmıştır?
-
"Asya kıt’asının ve istikbalinin keşşafı ve miftahı şûrâdır." İstişare ve meşveretin dindeki yeri nedir?
-
"Allah’a hakiki abd olan, başkalara abd olamaz." İzah eder misiniz?
-
"Allah’ı tanımayan, her şeye, herkese nispetine göre bir rububiyet tevehhüm eder, başına musallat eder." İzah eder misiniz?
-
"Haklı şûra ihlas ve tesanüdü netice verdiğinden, üç elif, yüz on bir olduğu gibi, ihlas ve tesanüd-ü hakikî ile üç adam yüz adam kadar millete fayda verebilir." İzah eder misiniz?
-
"Müslümanlar, indimizde ve yanımızda din ve milliyet bizzat müttehiddir. İtibarî, zahirî, ârızî bir ayrılık var. Belki din, milliyetin hayatı ve ruhudur." Buradaki itibarî ve arazî farkı izah eder misiniz?
-
"Kader-i ezelî ekser enbiyayı şarkta göndermesi işaret ediyor ki, yalnız hiss-i dinî şarkı uyandırır, terakkiye sevk eder. Asr-ı Saadet ve Tâbiîn bunun bir burhan-ı kat'îsidir." İzah eder misiniz?
-
"Birden, şimendiferimiz tünelden çıktı. Biz de başımızı çıkardık, pencereden baktık. Altı yaşına girmemiş bir çocuğu şimendiferin tam geçeceği yolun yanında durmuş gördük." Altı yaşındaki çocuk teşbihini nasıl anlayabiliriz?
-
"Rüstem-i İrânî" ve "Herkül-ü Yunanî" hakkında bilgi verir misiniz?
-
"Bin senede İslâm taifelerinin birkaç aşiretinin (Türk ve Türkleşmiş milletin) kalbinde yerleşen iman ve itikad cihetiyle... Başta Türk ve Arap taifeleri ve bütün Müslüman kabileleri..." Burayı izah eder misiniz? Türkleşmiş milletten kasıt nedir?
-
"Dünyadaki müteselsil düşman hadisatlara kadar, beşerin küllî istidadına karşı..." Açıklar mısınız; buradaki "dünyadaki müteselsil düşman hadisat" ve "beşerin külli istidad"ından kasıt nedir?
-
"Hem âlem-i şehadette ve cismanî kâinatta bunların vücudu gibi, âlem-i ruhanî ve mâneviyatta kudret-i ezeliyenin daha acip müteselsil nazîreleri var olduğunu, aklı bulunan tasdik eder, gözü bulunan çoğunu görebilir." İzah eder misiniz?
-
"Kimin kalbinde îmandan ve Dîn-i Haktan gelen nokta-i istinadı olmazsa, bilbedahe temsildeki Rüstem ve Herkül'ün cesaretleri ve kahramanlıkları kırıldığı gibi..." Devamıyla açar mısınız?
-
"İman kalbde, kafada daimî bir mânevî yasakçı bıraktığından, fena meyelânlar histen, nefisten çıktıkça ‘yasaktır’ der, tard eder, kaçırır." ile günahların "imansızlıktan ve imanın zayıflığından olmadığı" hükmü zıt değil mi?
-
"Evet, insanın fiilleri kalbin, hissin temayülâtından çıkar. O temayülât, ruhun ihtisasatından ve ihtiyacatından gelir. Ruh ise, imân nuru ile harekete gelir." ifadelerini izah eder misiniz?
-
"Çünkü biriniz hırsızlığa niyet ettiği vakit, millet, vatan maslahatı ve menfaatı hesabına çarpılmak vehmi gelir. Yahut insanlar eğer bilseler, ona fena nazarla bakarlar." İzah eder misiniz?
-
"Emr-i İlâhî ile olmadığından, o cezalar da adalet değil... Hakikî adalet ve tesirli ceza odur ki, Allah’ın emri namıyla olsun." Kur'an'ın tasdikîne mazhar olmayan ceza ve yasaklar, istisnasız zulüm mü oluyor?
-
"Nasıl ki az ihmal ile tevâif-i mülûk temelleri atılmakta ve on üç asır evvel ölmüş olan asabiyet-i cahiliyeyi ihyâ ile fitne ikaz olunmaktadır. Ve oldu gördük..." İhmal edilen ve görülen nedir?
-
"İttihadın hedefi ve maksadı i’lâ-yı kelimetullah ve mesleği de kendi nefsiyle cihâd-ı ekber ve başkalarını da irşaddır." İzah eder misiniz?
-
"Hiss-i dîn ile olsa, ehass-ı havâs ve en âmi, hiss-i din ile mütesâviyen tarik-i terakkîde münevverü'l-fikir gibidirler." Bu cümleyi devamı ile birlikte açıklar mısınız?
-
"İslamiyeti, mahbup ve ulvi olduğunu, evamirine imtisalen efal ve ahlak ile göstermek iledir. İcbar ve husumet, vahşilerin vahşetine karşıdır." İzah eder misiniz?
-
"Sâni-i Âleme abd ve hizmetkâr olan, halka tezellüle tenezzül etmemek gerektir. Demek, ne kadar imana kuvvet verilse, hürriyet de o kadar kuvvet bulur." İzah eder misiniz?
-
"Hürriyet-i mutlak ise, vahşet-i mutlakadır, belki hayvanlıktır. Tahdid-i hürriyet dahi insaniyet nokta-i nazarından zaruridir." İzah eder misiniz?
-
"Bazı sefih ve laubaliler hür yaşamak istemediklerinden, nefs-i emmarenin esaret-i rezilesi altına girmek istiyorlar." İzah eder misiniz?
-
"Dinî cemaatlar maksatta ittihad etmelidirler. Mesalikte ve meşreplerde ittihad mümkün olmadığı gibi, caiz de değildir." İzah eder misiniz?
-
"Zira taklid yolunu açar ve 'Neme lâzım, başkası düşünsün.' sözünü de söylettirir." Taklid nasıl neme lazım dedirir?
-
"Ehl-i İttihad-ı İslâm olan buradaki cemiyete, mânen gibi sureten de intisap edenlerin ekserisi avâm, bir kısmı da meçhulü'l-hal olduğundan, fitne ve ihtilâfı imâ ediyor..." Sekizinci Vehmi özetleyerek açıklar mısınız?
-
"Ey şanlı asakir-i muvahhidîn! Ve ey bu millet-i mazlumeyi ve mukaddes İslâmiyeti iki defa büyük vartadan tahlis eden muhteşem kahramanlar!" Buradaki “iki büyük varta” nedir ve asker onları nasıl kurtarmıştır?